Mitolojik Tanrılar

Anadolu Mitolojisi Efsaneleri | Mitolojik Efsaneler


Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/termalkaplicalar/mitolojiktanrilar.com/wp-content/plugins/onceki-yazi-linki/onceki_yazi_linki.php on line 56

Anadolu çok fazla medeniyete ev sahipliği yapmış ve barındırdığı uygarlıktan pek çok çok izler almıştır. O dönemde yaşanan nesilden nesle aktarılarak günümüzde mitoloji olarak adlandırılan olaylardan bunlardan biridir. Anadolu mitoloji efsaneleri arasında en çok bilinen hikayeler meraklıları için ele alındı.

Anadolu mitolojisi efsaneleri

Anadolu mitolojisi efsaneleri

Şahmeran Efsanesi

İçindekiler

Türk mitolojisi hikayeler arasında akla gelen ilki efsaneye göre Mersin ilinin Tarsus ilçesinde yaşanmaktadır. Gizemli bir efsane kahramanı olan Şah-ı Maran (yılanların kraliçesi), bedeninin üst kısmı güzel bir kadın, alt kısmı ise yılan olan bir canlıdır. Tarsus’un yer altında birçok yılana kraliçelik ederek sakin bir yaşam sürmektedirler. Ancak bir gün Cemşab isimli bir genç, bal ararken yılanların yaşamını sürdürdüğü yerde kaybolur. Zaman içinde Şahmeran’ın güvenini kazanan Cemşab, artık burada yaşamaya başlar. Bir süre sonra aile özlemi çeken Cemşab, Şahmeran’a onun burada yaşadığını kimseye söylemeyeceğinin sözünü vererek oradan ayrılır. Fakat verdiği sözü tutamaz. Zamanın kralının hasta olduğunu ve ancak şahmeranın etini yediği takdirde iyileşeceğini duyar ve ona vaat edilen sözlere kanarak Şahmeran’a verdiği sözü tutamaz. Şahmeran, güvendiği insan tarafından ihanete uğrayarak öldürülür. Cemşab, kralın baş yardımcısı olur. Efsaneye göre Şahmeran’ın öldürüldüğünden haberi olmayan yılanların, bir gün haberi olacak ve Tarsus’u intikam için istila edeceklerdir.

Ayn-ı Zeliha Efsanesi (Zeliha’nın Gözü)

Peygamberler şehri olan Şanlıurfa’da geçtiği rivayet edilen Anadolu mitolojik hikayeler adı altında anlatılan bu efsanede Putperest Kral Nemrut bir rüya görür ve o rüya, o sene doğacak erkek çocuklarından birinin putperestliği ortadan kaldıracağına dair bir rüyadır. Bu sebeple korkarak şehirdeki bütün doğan erkek çocuklarının öldürülmesini emreder. Nemrut’un askerlerinden olan Azer, doğum yapacak olan hanımını korkudan mağaraya götürür. Orada doğum yapan eşi bir oğlan doğurur fakat Nemrut’un korkusundan bebeği orada bırakıp geri gelir. Daha sonra bebeğinin özlemine dayanamayan Nuna Hatun, oğlunun yanına geri döner ve onun bir ceylan tarafından beslendiğini görür.

Yıllar sonra büyüdüğünde Hz. İbrahim evine geri döner. Geri döndüğünde ise Nemrut’un putlara taptığını ve halkını buna zorladığını gören Hz. İbrahim, halka bunun doğru olmadığına dair bilgiler vermek ister ama halk çoktan korkunun esareti altına girmiştir. Bu arada Nemrut’un kızı Züleyha, gönlünü Hz. İbrahim’e kaptırmıştır. Bir gün Hz. İbrahim Nemrut’un sarayında putları bir baltayla parçalamıştır. Sadece en büyük puta dokunmamıştır ve baltayı onun üzerine bırakmıştır. Bunu duyan Nemrut öfkelenir ve baltayı eline alarak bir putun bunu nasıl yaptığını anlamaya çalışır. Hz. İbrahim ise tanrı yerine taptığınız putun, bunu nasıl önleyemediğini ve nasıl koruyamadığını söyleyerek Nemrut’u daha da öfkelendirir. Bu konuşma sonucunda şehirdeki bütün odunları toplatarak en büyük ateşi yakan Nemrut, Hz. İbrahim’i yakmak için Urfa Kalesine kurulan mancınıkla ateşe doğru fırlatır ama efsane bu ya ateş suya, odunlar ise balığa dönüşür. Hz. İbrahim ise gül bahçesine düşer. Nemrut’un kızı Züleyha, kendini Hz. İbrahim’in arkasından atar. Efsaneye göre Züleyha’nın gözyaşlarıyla düştüğü yer de bugün Urfa Balıklı Göl olarak anılır.

Sarı Kız Efsanesi

Türkefsaneleri arasında anlatılarına göre, Edremit’in Güre köyünde yaşayan Sarı Kız adında çok iyi huylu bir kız varmış. Herkes bu kızı beğenir ve evlenmek istermiş ama babası onu kimseyle evlendirmeye kıyamazmış ve kimseye veremezmiş. Hal böyle olunca köyün gençleri Sarı Kız’a ulaşamadıkları için ona iftira atarak, Sarı Kız’ın babasına “kızın iyi bir yolda değil ya kızını alıp gidersin ya da onu öldürürsün” diyerek gözdağı vermek istemişlerdir. Babası kızını öldürmeye kıyamayıp kızını gözden uzak bir yere; Kaz Dağları’nın zirvesine götürür. Fakat kızı burada hayatta kalmayı başarır. Kızının yaşadığını duyan baba, onu görmeye gider. Babasını karşısında gören Sarı Kız çok sevinir ve babasına yemek ikram eder. Kızından su isteyen baba, kızının kilometrelerce aşağıdaki suya elini uzatarak su alması karşısında hayrete düşer ve kızının ermiş olduğunun farkına vararak sevinir fakat kızının sırrı ortaya çıkınca orada can verir.

Bir önceki yazımız olan Mitolojide İskandinav Tanrısı Thor Kimdir? başlıklı makalemizde iskandinav mitolojisi, mitolojide thor ve Mjöllnir Çekici hakkında bilgiler verilmektedir.

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.