Atlanta Çocuk Cinayetleri Vakası

Seri katil vakalarına bir şekilde alıştık. Bu seri katil cinayetlerinin kimi zaman nedenlerini öğrenebiliyor kimi zamanda yalnızca olayı duyduğumuzla kalıyoruz. Bunlardan bazıları var ki sebebi olayın üzerinden yıllar geçse de gizemini koruyor. Cinayetlerin nasıl ve neden işlendiği, kim tarafından işlendiği çözülemiyor. Bunlardan biri ve hatta en ünlüsü de Atlanta Çocuk Cinayetleri vakası.

Atlanta Çocuk Cinayetleri

Atlanta çocuk cinayetleri bir zaman diliminde farklı çocukların katledildiği cinayetler aslında. Memorial Drive ve çevresindeki 11 büyük caddeyi kapsayan bir alanda yaşamış olan bazı kişiler öldürülüyor. Bu seri cinayet vakası ve yaşananlar kan dondurucu, tüyler ürpertici… Tek bir olay olarak değil de farklı farklı olaylar olarak anlatabileceğimiz bu Atlanta çocuk cinayetleri vakasının ilk cinayeti de 1979 yılının ortalarına dayanıyor.

1979 yılının ortalarında iki çocuk ortadan kayboluyor. Edward Hope Smith ve Alfred Evans adlı bu çocukların kaybolmaları arasında da 4 günlük bir zaman vardır. İki çocuğun da cansız bedeni kısa bir süre sonra ormanlık bir alanda bulunur. Çocuklardan Edward Hope Smith’in sırtının üst kısmında silah yarası vardır. İki çocuk cesedinin ardından olayların arkası gelir.

Edward Hope Smith ve Alfred Evans’ın cinayetlerinden 1,5 ay sonra, yine 14 yaşında bir çocuk olan Milton Harvey kaybolur. Öldürüldüğü sırada sarı bisikletiyle annesinin yanına gitmekte olan Milton Harvey’ın cansız bedeni bir hafta sonra Atlanta’nın ıssız bir bölgesinde bulunur. İki çocuğun ardından öldürülen Milton’un cinayeti araştırmaya alınır ancak bunların arasında bir bağlantı olduğu düşüncesi henüz yalnızca bir fikirdir.

Milton’un ölümünün ardından yine bir buçuk ay geçtikten sonra bu sefer 9 yaşındaki bir çocuk olan Yusuf Bell markete gitmekte olduğu sırada kaybolur. Olayın görgü tanıklarından biri, Yusuf’un mavi bir arabaya bindiğini gördüğünü söyler. Ölmüş bedeni iki hafta sonra terk edilmiş bir ilkokul binasının bahçesinde bulunur.  Yapılan incelemelerde kafasına iki darbe aldığı tespit edilen Yusuf’un ölüm nedeni ise boğulmadır. İlk etapta olayı inceleyen ekipler bu cinayeti, diğer 3 cinayetle bağlantılı olarak görmez.

Son cinayetten 4,5 ay sonra,  ilk kez bir kız çocuğu öldürülür. 12 yaşındaki Angel Lenair, 1980’nin Mart ayında ortadan kaybolur. En son bir arkadaşının evinde televizyon izlerken görülen küçük kızın bedeni kaybolduktan altı gün sonra ormanlık bir alanda bulunur. Elleri bir elektrik kablosuyla bağlanmış olan kızın da ölüm nedeni boğulmadır.

Angel Lenair isimli küçük kızın ölümünün ardından bu sefer de 11 yaşındaki Jeffrey Mathis kaybolur. Jeffrey Mathis’in ortadan kaybolmasından aylar sonra bir görgü tanığı Mathis’in mavi bir arabaya binerken gördüğünü ve arabada biri koyu, biri açık tenli iki adam olduğunu söyler. Mathis’in cansız bedeni 11 ay sonra ormanlık bir alanda bulunur.

Seri katilin cinayetleri sürekli artar. Pek çok cinayet işlenecektir. Amerika çapında kırmızı alarm verilir. Mathis’in ardından katil 14 yaşındaki Eric Middlebrooks’u hedef alır. En son evde bir telefona cevap veren ve acil şekilde evden çıkıp bisikletine atlayan Eric’i bir daha kimse göremez. Cansız bedeni ise bisikletiyle birlikte Atlanta’daki bir barın arka garajında bulunur. Göğsünde ve kolunda bıçak yaraları vardır. Yapılan incelemelerle ölüm nedeninin kafasına aldığı bir darbe olduğu anlaşılır. Kaybolmadan birkaç hafta önce ise Middlebrooks, bir hırsızlık davasında üç kişinin aleyhine tanıklık etmiştir.

Middlebrooks cinayetinin ardından iki hafta sonra, 12 yaşındaki Christopher Richardson ve bir başka çocuk Earl Terrell’a kaybolur. Richardson bölgedeki bir havuza giderken kaybolmuştur. Kayıp çocuğun cesedi aylar sonra anca bulunur. Üstelik yanında Earl Terrell’ın cesedi de vardır.

Katilin işlediği bu son iki cinayetten yalnızca bir hafta sonra 7 yaşındaki Latonya Wilson, evinden kaçırılır. Bir görgü tanığına göre kaçıranlar iki erkektir. Erkeklerden biri apartmanın camından içeri girip Wilson’ı yakalar ve otoparkta bekleyen adama seslenir. Latonya’nın cansız bedeni de aylar sonra etrafı çitlerle çevrili bir alanda bulunur. Latonya’dan geriye sadece kemikleri kalmıştır.

Latonya Wilson’un kaçırılmasından sadece bir gün sonra, 10 yaşındaki Aaron Wyche de kaçırılır. Görgü tanıklarının ifadelerine göre Wyche en son içerisinde bir ya da iki adamın bulunduğu mavi bir Chevrolet’e binerken görülmüştür. Wyche’ın bedeni bir gün sonra bir köprünün aşağı kısmında bulunur. Ölüm nedeni ise köprüden düşüş nedeniyle boynunun kırılması ve bu nedenle nefes alamamasıdır. Bu olanlardan bir ay sonra Temmuz’da, Anthony Carter ve Earl Terell adlı iki çocuk daha öldürülür. Bilinene göre Ağustos ve Kasım arasındaysa 5 çocuk daha kaçırılarak katledilir. Aralık’ta bilinen bir cinayet yoktur. Ölen tüm kurbanların Afro-Amerikan çocuklar olması ve her birinin 7-14 yaş arasında olması ve  çoğunun da boğularak öldürülmesi ülkede büyük bir panik yaratır.

Katil, cinayetlerine bir süre ara verir. Ta ki 1981 yılının Ocak ayına kadar… 3 Ocak 1981 günü Lubie Geter adlı bir çocuk kaçırılır ve bir ay sonra cansız bedeni bulunur. Geter’in arkadaşı olan Terry Pue da Ocak ayında kaybolur. Kimliği belirsiz bir kişi telefon ederek cesedin yerini söyler. Terry Pue’nun ilk iki kurbandan biri olan Edward Smith ile aynı apartmanda yaşamış olması olayı daha da ilginç kılar.

Şubat ayında iki, Mart ayında ise dört cinayet daha işlenir. Mart ayındaki cinayetlerden birinde ilk defa yetişkin biri öldürülür: Eddie Duncan. Tabii ilk olmakla kalmayacaktır… Nisan’da bir çocuğun yanı sıra, eski suçlu olan iki yetişkin daha öldürülür. Mayıs’ta iki cinayet daha olur. Bilinen son kurban 27 yaşındaki Nathaniel Carter’dır.

Wayne Bertram Williams

Olayların dur durak bilmemesi ve halk arasında hızla büyüyen panik FBI’ı sıkıştırır ve olayın bir an önce çözülmesi gerektiği düşünülür. FBI, bir tahmin yürüterek bir sonraki cinayetin akarsuya bırakılabileceğini söyler. Buralar emniyete alınır ve ekipler gizlice bekler. 22 Mayıs 1981’de, bir köprünün altındaki su birikintisinden bir ses duyulur. Sesin ardında köprü üzerindeki beyaz bir Chevrolet’in u dönüşü yaparak uzaklaştığı görülür. İki polis arabası köprünün hemen yakınlarında şüpheli aracı durdurur ve arabanın içerisindeki 23 yaşındaki Wayne Bertram Williams’ı sorguya çeker.

Williams, fotoğrafçı olduğunu ve aracın ailesine ait olduğunu söyler. Evinin yakındaki bir kasabada olduğunu, o esnada da Cheryl Johnson adlı bir şarkıcının yanına gittiğini söyler. Arabasının araştırılmasına izin verir ve sonrasında serbest bırakılır. Williams’ın görülmesinden iki gün sonra yine aynı köprünün altında iki çocuk cesedine rastlanır. Artık bütün oklar Williams’ın üzerindedir. Arabasından toplanan fiber kalıntıları, kurbanların üzerinde bulunanlarla uyumludur. Üstelik Williams’ın görünüşü de görgü tanıklarının tariflerine uyar. Williams, pek çok Afro-Amerikan çocukla iletişime geçtiğini de itiraf eder. İtirafına göre onları müzik seçmelerinde kullanabilmek için dinlediğini söyler. Bunlar dışında bir görgü tanığı ise Williams’ı son kurban olan Nathaniel Cater ile, Cater’ın öldüğü gün el ele gezerlerken gördüğünü söyler.

Tüm bunlara rağmen Williams’ın çocuk cinayetleriyle alakalı olduğu bir türlü ispatlanamaz. Williams ne yüzde yüz suçludur ne de yüzde yüz suçsuz. En son 2004’te, DeKalb County bölgesi civarında öldürülmüş 5 çocuğun katiline dair tekrar soruşturma açılır ancak sonuç elde edilemez. Yetkililerden biri tüm çocukları Williams’ın öldürmediğini düşündüğünü ve olayın görünenden daha karanlık olduğunu dile getirir.

John E Douglas adlı bir uzman oldukça farklı bir görüş ortaya atar. Aynı şekilde birden fazla katilin olduğunu ve yetkililerin bunların kim olduğu hakkında bilgisi olduğunu ama olayın üstünü örttüğünü söyler. Williams’ın yakalanmasının ardından tüm cinayetler durmuş olsa da Atlanta Çocuk Cinayetleri vakasının asıl suçlusu asla tam olarak bilinmez.

Bir önceki yazımız olan Anneliese Michel Şeytan Çarpması başlıklı makalemizde Anneliese Michel, musallat ve Paranormal hakkında bilgiler verilmektedir.