Gılgamış Destanı | Gılgamış Destanı ne anlatıyor?
Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/termalkaplicalar/mitolojiktanrilar.com/wp-content/plugins/onceki-yazi-linki/onceki_yazi_linki.php on line 56
Gılgamış destanı M.Ö. 2150-1400 arasına tarihlenen, Mezopotamya’da yaşamış olan efsanevi Uruk Kralı Gılgamış’ın hikayesini anlatmaktadır. Ünlü Yunan tarihçisi Homeros’tan 1500 yıl önce Sümer/Babil dili ile yazılan Gılgamış Destanı dünya edebiyatında en eski destan olarak kabul görmüştür.
Gılgamış Destanı Ana Fikir
İçindekiler
Gılgamış en yakın arkadaşı Enkidu’nun ölümünden sonra mistik bir figür olan Utnapiştim’i bulmak ve sonsuz hayata kavuşmak için krallığından ayrılır. Gılgamış’ın yolculuğa çıkmasındaki neden ölüm korkusundan ziyade yaşamın anlamsızlığının oluşturduğu belirsizlik korkusudur. Gılmamış destan’ın sonunda ölümsüzlüğü elde edememesine karşın çıktığı yolculuk hayatının anlamını keşfetmesine neden olmuştur. Bu tema yüzyıllardır yazarlar ve filozoflar tarafından incelenmiştir.
Gılgamış destanı | Gılgamış ve Enkidu
Gılgamış Destanı’nın ana Fikri kısaca olumsuz görünen olaylar, olumlu sonuçlar doğurabilir. Gılgamış ölümsüzlüğü elde edememesine rağmen yeni bir bakış açısı kazanmıştır. Bu kazandığı bakış açısı onun için ölümsüzlükten daha değerli olmuştur. Yolculuğun başına aradığı şeyi bulamamış gibi gözükse de, yanlış şeyi aradığını ve ihtiyacı olan şeyi bulduğunu öğrenmiştir.
Gılgamış | Efsanevi Kral
Gılgamış’ın babasının Rahip-Kral Lugalbanda, annesinin ise Ninsun olduğu söylenir. Babil şiirlerinde Lugalbanda doğaüstü yeteneklere sahip bir büyücü olarak, Ninsun (Ninsumun) ise anne ve büyük kraliçe olarak geçmektedir. Buna göre Kral Gılgamış’ın olağan üstü sahip olduğu ve bir yarı-tanrı olduğu söylenmektedir. Sümer Krallık arşivi Gılgamış’ın hükümdarlık süresini 126 yıl olarak kaydetmiştir.
Sümerce ‘Bilgames’ Yunanca ise ‘Gilgamos’ olarak bilinen Gılgamış, M.Ö. 26.yy’da hüküm süren Uruk hanedanlığının efsanevi 5. Kralı olarak kabul edilmektedir. Gılgamış’ın hikayesi toplumları derinden etkileyerek dilden dile destanının anlatılmasına hatta Gılgamışın ilahi bir karakter olarak düşünülmesine neden oldu. Sonrasında gelen Mezopotamya Kralları kendi soylarını Gılgamış ile ilişkilendirdi. Dönemin en büyük kralı olan Ur’lu Shulgi (M.Ö.2029-1982), Gılgamış’ın kardeşi ve Lugalbanda ve Ninsun’un oğlu olduğunu iddia etti.
Gılgamış Destanı’nın Keşfi
Gılgamış Destanı’nın Akadca versiyonu 1849 yılında Arkeolog Austin Hery Layard tarafından Asurbanipal kütüpanesi’nin kalıntılarında, Ninova’da keşfedildi. Layard’ın asıl amacı İncil’de anlatılan olaylara fiziksel kanıtlar bulmaktı. Bu nedenle 19. Yy başlarında Mezopotamya’ya sefer düzenlemek için bir girişim başlattı. Ancak Layard ve ekibi tahmin ettiklerinden çok daha değerli bir eser buldular. Buldukları şey Dünya’nın en eski kitabı olduğu düşünülen, İncil’den çok daha eski ve Sümer mitlerine dayanan Gılgamış Destanı’ydı.
Gılgamış Destanı Kime Aittir?
Gılgamış Destanı çeşitli öykülerden oluşan bir derlemedir. İlk olarak sözlü şekilde nesilden nesile aktarılmıştır. Efsanevi Uruk Kralı Gılgamış’ın hükümdarlığından yaklaşık 1000 yıl sonra yazılı hale getirilmiştir. Layard’ın bulduğu Akadca Gılgamış Destanı, Enheduanna’nın eserlerinin keşfine kadar Dünya’nın ilk yazarı olarak bilinen Babilli yazar Leqi-Unninni’ye aittir.
Babilli yazar Shin Leqi Unninni (M.Ö. 1300-1000) kitabını yazmak için Sümer arşivlerinden yararlandı. Gılgamış Destanı yazarı yüzyıllardır popüler olan bir hikayeyi yazdığı için çok fazla kaynağa sahipti.
İnanna ve Huluppu Ağacı
Bir Sümer hikayesi olan İnanna ve Huluppu Ağacı’nda, Tanrıça İnanna (Sümer Aşk ve Savaş Tanrıçası) bahçesine zamanı gelince bir sandalye yapmak için ağaç diker. Ancak diktiği ağacın kökleri bir yılan, gövdesi dişi bir iblis (Lilitu) ve dalları ise Anzu Kuşu tarafından istila edilir.
Tanrıça ne yaparsa yapsın bu yaratıklardan kurtulamaz ve kardeşi olan Güneş Tanrısı Utu’dan yardım ister. Utu kardeşine yardım etmeyi reddeder ancak bu çağrı kahraman Gılgamış tarafından duyulur. Gılgamış İnanna’ya yardım ederek yılanı öldürür. Bunun üzerine Lilitu ve Anzu kuşu ağacı terk eder. Gılgamış ağacın dallarını kendisine ayırdıktan sonra bir sandalye tapması için gövdesini İnanna’ya bırakır. Bu hikayenin özelliği Gılgamış’ın ilk defa ortaya çıktığı eser olmasıdır.
İnanna ve Huluppı ağacı efsanesinde bir tanrıçayı kurtaran Gılgamış, toplum tarafından saygı duyulan bir kahraman olarak görülmektedir. Bir zaman sonra ise Gılgamış’a tamamen ilahi bir statü verilmiştir ve zamanla Tanrıça İnanna’nın kardeşi olduğu düşülmüştür.
Kil tabletlere yazılı olan eserlerde Gılgamış’ın Yunan mitolojisinde yer altı yargıçları olarak bilinen Rhadamanthus ile denk bir kuvvete sahip olduğu belirtilmektedir.
Gılgamış Destanı
Gılgamış Destanı Gök Tanrısı Anu ve Uruk Kralı Gılgamış’ı anlatır. Tanrı Anu halkına zulmeden Uruk Kralı Gılgamış’ı cezalandırmak için vahşi bir adam olan Enkidu’yu yaratır. Enkidu bir fahişe ile ilişkiye girer ve medenileşir. Daha sonra tanrı Anu’nun emrini yerine getirmek amacıyla Gılgamış’ı bir güç savaşına davet eder. Mücadele çetin geçer, Enkidu’da en az Gılgamış kadar güçlüdür. Ancak sonunda Gılgamış Enkidu’yu yener ve galip galip gelir. Bu durum Enkidu ve Gılgamış’ın arkadaş olmasına neden olur.
İki arkadaş daha sonra Sedir Ormanı’nın şeytanı Humbaba’yı öldürmek için altı günlük bir yolculuğa çıkarlar. Humbaba’yı öldüren ve kutsal sedir’i kesen iki arkadaşı Tanrıça İştar (İnanna) fark eder. Gılgamış’ın gücünden etkilen tanrıça onu baştan çıkarmaya çalışır fakat bu teklifi Gılgamış tarafından reddedilir. Bu durum karşısında sinirlenen tanrıça kayınbiraderi olarak bilinen göklerin boğasını Gılgamış’ı öldürmesi amacıyla yeryüzüne gönderir. Enkidu arkadaşı Gılgamış’ın boğayı öldürmesine yardım eder ancak bunu yaparak tanrıları kızdırır ve tanrılar Enkidu’yu ölüme mahkum ederler.
Enduku öldüğünde Gılgamış derin bir üzüntüye kapılır ve kendi varlığını sorgular. Sonunda kendisinin de nihai yok oluşundan kurtulamayacağını düşünür. Ve ağlar;
Nasıl huzur dinlenebilirim? Nasıl huzur bulabilirim? Umutsuzluk tüm kalbimi kapladı. Kardeşim Enkidu şimdi ne ise ölünce bende öyle olacağım. Ölümden korktuğum için ulaşılamaz dedikleri Tanrı Utnapiştim’i bulmak için elimden gelenin en iyisini yapacağım.
Tüm kibrini ve öfkesini geride bırak Gılgamış yaşamın anlamını ve ölümden kaçmanın yolunu bulma arayışına çıkar. Dağlarda, çöllerde, uçsuz bucaksız okyanuslarda dolaşır ve sonunda aradığı Utnapiştim’i bulur. Utnapiştim büyük tufandan kurtulan ve ölümsüzlük bahşedilen birkaç insandan birisidir.
Gılgamış kendisinden pek de farklı görünmeyen Utnapiştim’e ölümsüzlüğünü nasıl elde ettiğini sorar. Utnapiştim tanrıların büyük bir tufan (Gılgamış Destanı Nuh Tufanı) göndereceği haberini aldığını ve Tanrı Enki’nin kendisine bir gemi yapmasını ilettiğini söyler.
Utnapiştim gemiyi yetenekli ailesi ile tamamlar, Tanrı Enki gemi için kesin ölçüler ve detaylar vermiştir. Utnapiştim tarif edilen şekilde gemiyi tamamladıktan sonra bahçesindeki hayvanları gemiye alır. Fırtına altı gün ve altı gece boyunca sürer ve fırtına bittiğinde tüm insanlar kile dönüşmüştür. İnsanların yok tamamen yok olmasına tanrıça İştar ve diğer tanrılar üzülür. Utnapiştim’in teknesi sonunda bir dağa oturur. Tekneden bir güvercin, bir kırlangıç ve bir kuzgun bırakılır. Kuzgun gemiye geri dönmez. Böylece fırtınanın dindiğini anlayan Utnapiştim diğer hayvanları da serbest bırakır. Tanrı Enki tufana neden olduğu için Enlil’e kızgındır ve ceza olarak Utnapiştim ve yanındakileri kutsamasını emreder. (Bu hikaye Atra-Hasis destanında geçmektedir.)
Utnapiştim Gılgamış’a ölümsüz olabilmesi için iki seçenek sunar. Bunlardan ilki altı gün, altı gece uyumamasıdır. Ancak Gılgamış uykusuna yenik düşer ve bu şansını kaybeder. İkinci seçenek ise kendisine ölümsüzlük verecek sihirli bir bitkiyi korumasıdır. Fakat yine uykusuna yenik düşen Gılgamış, bitkinin bir yılan tarafından yenmesine izin verir. Gılgamış sonunda gittiği cennet bahçesinden denizci Urshanabi’nin yardımı ile yerden geri döner ve yaşadıklarını yazar.
Gılgamış Destanı Analiz
Gılgamış’ın hayatın anlamını bulma mücadelesi ve ölüme meydan okuması edebiyat tarihinin ilk destansı kahramanı olmasını sağlamıştır. Ayrıca bilenen en eski destan olan Gılgamış Destanı’nın nesilden nesile aktarılmasına neden olmuştur.
Gılgamış Tabletleri | Toplam 12 tablet bulunmaktadır.
Gılgamış’ın kaderi ve arkadaşının ölümü ile kendi ruhunda uyandırdığı sorular aslında hayatın anlamı ile boğuşan her insanın ruhunda yankılanır. Hikayenin sonunda Gılgamış ölümsüzlüğü elde edemese de eylemleri yazılı ve sözlü yollar ile ölümsüz olmuştur. Aslında Gılgamış’ın ölümsüzlüğü elde etmek için çıktığı yolculuk onu çok ölümsüz yapmıştır.
Gılgamış Destanı insanları sonsuza kadar yaşayamayacak olsa bile yapacakları eylemlerin başkalarının hayatını etkileyebileceği umudunu taşır. Son olarak destanda geçen şu sözler hikayeyi özetler “Aradığınız hayatı, asla bulamayacaksınız. Tanrılar insanı yarattığında insanın payına ölüm düşmüştür ve tanrılar, hayatı kendi ellerinde tutmuştur.”
Bir önceki yazımız olan Türkiye Antik Kentler Listesi | İsimleri ve Yerleri başlıklı makalemizde türkiye antik kentler, türkiye antik kentler haritası ve türkiye antik kentler listesi hakkında bilgiler verilmektedir.