Mitolojik Tanrılar

İsis Kimdir? | Mısır Mitolojisinde Ana Tanrıça


Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/termalkaplicalar/mitolojiktanrilar.com/wp-content/plugins/onceki-yazi-linki/onceki_yazi_linki.php on line 56

İsis yaratılmış olanların kadın modelidir. Anneliğin ve bereketin tanrıçasıdır. İsis tarih boyunca mitolojide değişik isimler ve pozisyonlar ile yerini almıştır. Kimi zaman bir kadın tanrıça olmuş kimi zaman da bir yaratıcı olmuştur.

İsis Ne Demek?

İçindekiler

İsis isminin anlamı tam olarak taht kraliçesi demektir. İsis’in tacının sembolü ölmüş eşi Osiris’i simgelemiş olan boş bir taht sandalyesi biçimindedir. Taht zaman içerisinde kişiselleşip Firavun gücü için önemli bir kaynak olmuştur. Firavun İsis’in dünyaya getirdiği bir çocuk gibi betimlenmiş ve tahta oturmuştur.

İsis Mısır tarihinde baştan sona yer almış ve popülerliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. En önemli ve bilinen tapınakları Nil deltasında yer alan Behbeit el hagar ve yukarı Mısır bölgesinde yer alan Philae adasında bulunan Nectanebo hanedanı dönemi ile başlamıştır.

İsis kimdir?

İsis kimdir?

Başlangıç döneminde yer alan hiyerogliflerde İsis’in isim anlamının kadın vücudu olarak yer aldığı görülmektedir. Bu tanrıça için kullanılmış olan en yaygın isim İsis’tir. Ancak çeşitli bozulmalarda olmuştur. Günümüzde hala İngiliz spikerler eye sis olarak İsis’in kelimesini telaffuz etmesi oldukça yanlıştır. Çünkü Eski Mısır tarihinde bu ismin telaffuz şekli bilinmemektedir. Hiyeroglifler incelendiğinde yalnızca ünsüz harfler görülmektedir. Ünlü harfler yer almadığı için bu durum telaffuz konusunda çelişki oluşturmaktadır. Mısır hiyeroglifleri incelendiğinde adı jst olarak geçmektedir daha kolay telaffuz şekli ee-set’tir.

Sirius ve İsis

İsis Sirius cennetlerinin sembolüdür. Köpek yıldızının İsis’i temsil ettiği genel bir bilgidir. Sirius kendisine sevgi ve saygı duyulmasının nedenleri arasında ilk sırada gelmektedir. Yeraltı dünyasının hakimi olan hanımı ve Osiris yeraltı dünyasına geçen ölülerin bedenlerini yeraltına geçmek için uygun hale getirip değiştiriyorlardı. Bu sebepten dolayı İsis ve Osiris yaşamı veren, ölümlülere ve de yaşayanlara yemek götüren biri sıfatını kazanmışlardır.

İsis Ne Tanrıçası?

İsis Mısır mitoloji tarihinin ilk dönemlerinde bütün büyük ilk tanrı ve tanrıçaları ve bunlara ilave olarak yerel tanrıçaları ve Nekhebet, Uatchet, Net, Bast ve Hathor gibi tanrıları kendi hakimiyeti altına almıştır. İsis’in gücünü ve kuvvetini durdurmak ve sınırlandırmak çok mümkün olmamıştır. İsis birçok ismi taşımış ve birçok tanrı görevi üstlenmiştir. Su, dünya, mısır, yıldız, yeraltı tanrıçası olması bunlardan sadece bir kısmını oluşturmaktadır. Bütün Mısır tanrı ve tanrıçalarının özelliklerinden birini ya da daha fazlasının bir araya getirilip birleştirilmiş şeklidir.

İsis’e ilk olarak Mısır’da saygı duyulup değer verilmiştir. Hemen hemen tüm Mısır halkının taptığı bir tanrıça olmuştur. Yunan mitoloji tarihinde yer alan Demeter gibi Mısır’da oldukça yaygın ve büyük bir taraftarı olmuştur. Büyük İskender’in Mısır’ı almasından sonra İsis Cennetin kraliçesi ünvanını almıştır. Büyük iskender’in yapmış olduğu fetihten sonra İsis’e yapılan ibadetler Roma’da da hızla yayılmaya başlamıştır. Tacirus’un yazılarına göre, Julius Sezar’a yapılan suikasttan sonra, İsis onuruna tapınak yapmaya karar vermiştir.

İsis dünya erkek kardeşi olan Osiris ile evlenmiş ve bu birleşmeden Horus doğmuştur. Aynı zamanda Geb ve Nut’un kardeşidir. Osiris, kardeşi Set tarafından öldürülünce kahrolmuş ve onu Osiris’İn dirilmesinde en etkin rolü oynamıştır. Set tarafından Osiris’in vücudu parçalara ayrılmış, Mısır’ın ücra köşelerine dağıtılmıştı. İsis, eşi Osiris’in parçalarını bularak bir araya getirmiş ve büyü yaparak tekrar dirilmesini sağlamıştı.

İsis hakkındaki ilk yazılı belgeler, Mısır’ın 5. Hadenadanlık döneminin bile öncesine dayanır. Taht ile ismi birleştirilmiş bu sebeple bazı erken dönem Mısır bilim adamları ona tahtın anası unvanını vermişlerdir.

İsis ve Osiris Efsanesi’nin Greko – Romen Periyodu döneminde kutsal Pompei ve Delos’la beraber çok kutsal bir yeri ve önemi vardı. Her sene Nil Nehri’nin taşmasına inanmışlar bu durum İsis’in Osiris için döktüğü gözyaşlarına bağlamışlardı. Osiris’in ölüm ve yeniden dirilişi her sene festivaller ve ayinlerle tekrar yaşatıldı. İsis’e ibadet etme geleneğinin Hristiyanlık dönemindeki putperestlik baskınına kadar devam ettiği bilinmektedir.

İsis ve Osiris Efsanesi

Osiris, Mısır’ın yönetiminde çok başarılı, adil bir kraldı. Halk tarafından da çok seviliyordu. Kardeşi Seth bu durumu hazmedemiyor ve çok kıskanıyordu. Set’in eşi ve aynı zamanda kardeşi olan Nephthys , İsis’in kılığına girerek Osiris’i kandırmış ve  beraber olmuşlardı. Bu olay Set’i daha da kızdırmıştı.

Seth, bir tabut yaptırır ve üzerini çok değerli taşlarla kaplatır. Bu tabuta sadece Osiris’in sığmasını sağlayacak bir büyü yapar. Bir gün yemek düzenler ve bu tabuta kim sığarsa tabutu ona hediye edeceğini vaat eder. Osiris, deneme yaptığı anda tabutun üzerini kapatıp her yerinden çiviler ve üzerine kurşun döker. Sonra da tabutu Nil nehrine atar. Tabut akıntı ile beraber bugün Fenike’nin sınırları içinde bulunan Bobylon kıyılarına varır.

İsis buraya kadar tabutun izlerini takip eder ve Bobylon Kralından tabutun kendisini verilmesini ister. Olayları dinleyen Bobylon Kralı dayanamaz ve tabutu İsis’e teslim eder. İsis, tabutu Mısır’a geri götürür ve bunu duyan Set bu sefer Osiris’in vücudunu on dört (bazı kaynaklarda 42) parçaya ayırıp Mısır’ın dört bir yanına dağıtır. İsis kardeşi Nephyhtys’in de yardımıyla parçaları toplayıp bir araya getirir. Tanrılar İsis’in durumuna çok üzülür ve İsis’e Osiris’i diriltmesin de yardım ederler. Osiris yeniden dünyada yaşamayı istemez ancak İsiris’in özverisi sayesinde Osiris’i yeraltı dünyasının kralı yaparlar. Nil Nehri sularının taşması ve çekilmesi olayı Osiris’in ölümü ve yeniden dirilmesiyle ilişkilendirilmiştir.

Efsanenin Farklı Bir Yorumu

Efsane’nin bir başka şekli Didorous tarafından şöyle anlatılmıştır. Osiris Mısır’ın en eski krallarından biriydi. Mısır’a uygarlığı getirdi ve sanatı öğretti. Osiris, kardeşi set tarafından öldürüldü. Diodorus bu olayların içine Yunan mitolojisindeki Tayfun’u ( Typhon ) katmıştır. Tayfun Osiris’İn parçalarını 26 parçaya ayırmış ve arkadaşlarına dağıtmıştır. İsis ve oğlu Horus, Tayfun’u öldürerek Osiris’in intikamını alırlar. İsis, Osiris’in bütün parçalarını bulmuş ve bir araya getirmiştir. Sonra da Osiris’i gizli bir yere defnetmiştir. Bedenin tek cinsel organı eksiktir. Bunlardan kopyalar yapılmış ve Osiris’ e ait tapınaklara dağıtılmıştır.

Osiris’in balığa benzetilmesi durumu Yunan mitolojisinden izler taşımaktadır. Yunan çoban tanrısı Pan, Tayfun tarafından saldırıya uğrar. Daha sonra Nil Nehri’ nden balık şeklinde çıkar. Bu durum Yunan mitolojisindeki Zeus ve Dionisos’un Tayfun tarafından parçalanmasına benzetilmektedir.

İsis Kültü

Mısır’ın son antik çağ ile birlikte İsis kültü çok önemli hale gelmişti. Diğer tanrıçalar İsis’İn gölgesi haline gelmiş dana sonra unutulmaya başlamışlardı. Diğer tanrılar gibi İsis kültü de Mısır’ın dışında yayılmaya başlamış ve Helen kültüründe önemli rol oynamıştı. Mısır dışında da İsis’ ait tapınaklar yapılma başlanmıştı. Birçok yerde İsis birçok isimle anılmıştı. Yunanlılar Demeter, Romalılar Ceres ismiyle çağrılmıştır. Diğer Akdeniz Tanrıçaları olan Demeter, Astarte ve Afrodit İsis ile özdeşleştirilmiştir.

İsis kültü Greko – Romen dünyasında gizemli dinler, tapınaklar ve bir çok tören için büyük önem ifade etmiştir. Bir anne ve koruma özellikleri yönünden Hathor’a benzetilmiş, bu sebeple denizcilerin ve Akdeniz ticaret gemilerinin koruyucu tanrıçası olmuştur.

Hristiyanlığın yeni oluştuğu zamanlarda Roma İmparatorluğunun her yerinde İsis’e ait dini çizimler yer almıştır. İtalya’da Mısırlıların dini çok kuvvetli olmuştur. Pompei de yapılan arkeolojik kazılarda İsis kültürünün ne kadar değerli ve önemli olduğu bir kere daha görülmüştür. Roma’da yapılmış olan tapınaklar İsis’in şerefine yapılmıştır. Yunanistan’da, Delos tanrısına, Delphi tanrısına, Eleusis tanrısına adanan tapınaklar İsis adına yapılmıştır. Bu olay genel olarak Yunanistan bölgesinde olmuştur.

Karadeniz de ve Arap Denizinde de yine İsis limanları bulunmaktadır. Galya’da, İspanya’da, Almanya ve Arabistan’da İsis taraftarlarının yazmış olduğu yazıtlar bulunduğu gibi İngiltere’de de birçok türbe vardır. İsis adına yapılmış olan tapınaklar Irak, Roma ve Yunanistan’da bulunmuştur. Pompei bu örneklerin en iyi korunmuş olanıdır.

Yunanistan’ın Delos adasında ki İsis’e ait olan Doric tapınağı yüksek bir tepede inşa edilmiştir. Yunan mitoloji tarihinde önemli bir yeri olan Artemis ve Apollo burada doğduğu için Delos’ta bulunan bu tapınak oldukça değerlidir. İsis tapınağı yapılmadan önce bu adada Yunan tanrı ve tanrıçalarına ait tapınaklar da bulunuyordu.

Geçmişe ek olarak, bugün de İsis, geleneksel Mısır panteonunun en ateşli ve son derece etkili tanrıçası olarak kabul ediliyor.

Osiris’in eşi, rolü şu anda kraliyet eşlerinin rolünün çok ötesine geçti. birçok farklı gelenek. Masallarının birçoğu onun bir eş ve anne olarak rolünü vurgulamasına rağmen, kişisel yaşamında oldukça etkili ve güçlü iradeli olarak görülüyordu.

Mısırlılar onu en büyük koruyucularından biri ve onun arketipi olarak gördüler. tüm kraliçeler. O, sevgi dolu, besleyici bir anneydi, hatta şiddetle, hatta şiddetle, koruyucu olabiliyordu.

Kişisel geleneğinde kraliyet annesi, kralların hamisi, sihrin metresi, şifa kaynağı ve koruyucu olarak görülüyordu. yasın mucidi. Bununla birlikte, cazibesi nihayetinde bu kültürün çok ötesine geçmiştir.

Osiris

İsis’e tapınma yakından ilişkiliydi. kocası ve erkek kardeşi Osiris ile bağlantılıdır. Her biri için kanıt, MÖ 2. binyılın merkezinde Beşinci Hanedan’dan daha önce nadiren görülür.

Başlangıçta Heliopolis metropolünde merkezlenmiş olsa da, zamanla önemleri önemli ölçüde arttı. Sonunda, onlar ve o şehrin başlıca tanrıları olan Ennead, ulusal öneme sahip oldular.

Heliopolis mitolojisine göre, İsis ve Osiris, dünya tanrısı Geb’in 4 çocuğundan ikisiydi ve ortağı, gök tanrıçası Nut. Kardeşleri Set ve Nephthys’di.

Isis ve Osiris evlendi. Bazı efsaneler Set ve Nephthys’in de olduğunu söylese de, bu birlik için çok daha az kanıt vardır.

Taht Osiris’e verildi ve tüm Mısır’ın kralı yapıldı. Ülkeye istikrar getiren bilge ve basit bir hükümdardı.

Kral, kardeşiyle neredeyse sabit bir savaştaydı. Set, işlev bozukluğu ve kaosun güçlerini temsil ediyordu, bu yüzden o ve erkek kardeşi genellikle karşı karşıyaydı.

Sets’in neden Osiris’e karşı böyle bir düşmanlık hissettiğini tanımlayan birçok efsane vardı, ancak savaşları genellikle kasıtlı olarak yazılı olarak bırakılmıştı. Mısır’daki kaynaklar bir tabuya başvurmaktan kaçınıyor. Hikayenin birçok modern yeniden anlatımı yalnızca Set’in kardeşinin konumunu kıskandığını söylerken, diğerleri daha fazla ayrıntıya giriyor.

Bir hesapta Osiris’in Nephthys ile bir ilişkisi vardı. Bir diğerinde, Set’i küçük bir tartışmayla tekmeledi.

Suç ne olursa olsun, Set’in intikam almaya yemin etmesi yeterince güzeldi. Kardeşini öldürüp tahtı kendisi için almaya karar verdi.

Horus’un Doğumu

Mısırlılar yapmadı Osiris’in ölümü hakkında ayrıntılı olarak yaz. Tam bir tanım, talihsiz bir trajedinin çağrılması olarak görülürdü.

Bilinen şey, kralın ölümünün hemen ardından meydana gelenlerin hikayesinin, ekstra karmaşık ve dramatik bir hal aldığıdır.

Daha sonraki hikayelere göre Set, sadece kardeşini öldürmekle yetinmemiş. Ayrıca cesedi on altı parçaya bölerek ve onları Mısır’ın her yerine dağıtarak kutsallığı bozdu.

Bazı tarihçiler bu hikayenin, ekstra yerel kült tesislerinin tanrıyla bağlantı kurması için bir yol olarak geliştiğine inanıyor. Osiris’in vücut parçalarından birinin atıldığı yerde Mısır’ın her yerinde birçok tapınağın inşa edildiği iddia edildi.

Ancak Mısır inancına göre, bir ruh öbür dünyaya, Duat’a, aksi takdirde transfer edilemezdi. fiziği bütündü. Fiziğine gereken saygı gösterilmediği takdirde Osiris’in bir ruh olarak tuzağa düşeceğini bilen İsis, parçaları keşfetmek için aşağı indi.

Kız kardeşi Nephthys’in yardımıyla İsis tüm Mısır’ı aradı. kocasının vücudundan. Arama yaparken yas içinde inliyorlardı.

Sonunda, Osiris’in fiziği tekrar bir araya getirildi. Daha sonraki bir geleneğe göre, hiçbir şekilde keşfedilmemiş olan yarısı, Nil’e atılan ve bir yengeç tarafından yenen penisiydi.

Isis, vücudu Anubis’e götürdü, Thoth’la birlikte dikkatli bir şekilde topluca parçalamak ve korumak için çalışan. O kadar iyi bir iş çıkardılar ki, Osirus ölümden neredeyse hiç etkilenmemiş gibi göründü ve birincil mumya haline geldi.

İsis’in kocasının vücudunu korumak için gizli bir amacı vardı.

Her ne kadar o, Osirus’a rağmen Bazılarına göre Nephthys’in çocuğu olan Anubis’i evlat edinmişti ve hem Set hem de Osiris, İsis ve Osiris’in hiçbir şekilde kendi çocukları yoktu. Bu, ölen kralın varisi olmadığı anlamına geliyordu, bu yüzden kardeşi tahtı ilan etmekte özgürdü.

Isis, sihrini kullanarak kocasının vücuduna kısa bir süreliğine yeniden hayat vermeyi başardı. . Osiris’in tekrar hayatta olduğu anlarda bir oğula hamile kaldı

Şifacı Tanrıça İsis

Thoth, İsis’i uyardı. Ancak Set, çocuğun varlığını öğrendiği anda oğlunu yok etmeye çalışacaktı. Kraliçe, çocuğunun babası gibi öldürülmediğinden emin olmak için saklanmak istedi.

Daha sonraki yıllarda, IŞİD’in saklanarak geçirdiği zamanı ayrıntılı olarak anlatan birkaç hikaye ortaya çıktı. Bu zaman aralığı, ek organize inançta çok az rol oynamasına rağmen, halk masallarında popüler bir ortamdı.

Bir efsane, İsis’in korunmak için tanrıların atası Atum’a gittiğini söyledi. Atum bunu kabul etti ve onu koruması için Werethekau adında bir yılan gönderdi.

Hikayenin bir başka modeli, Set’in İsis’i esir taşımaya çalıştığını, ancak Nephthys’in onun kaçmasına yardım ettiğini söyledi. Tanrıça Serqet tarafından gönderilen koruyucular olan yedi akrep ile saraydan kaçtı.

Yunan yazar Herodot’a göre, Horus’un doğumu hakkında Apollon’unkine benzer bir anlatı anlatıldı ve Artemis kişisel kültüründe. Bu, Mısır tarihinde çok geç bir tarihte, MÖ beşinci yüzyılda anlatıldığı için, neredeyse kesinlikle Yunanistan ile temastan etkilenmişti.

Bu hikayede, İsis, Pe adasında tanrıça Wadjet’i aradı. Adanın yüzerek uzaklaşması için palamarlarından kurtardı ve Set’in ona ulaşmasını zorlaştırdı.

Doğum uzun ve zordu, ta ki İsis, onu atayan bir çift tanrıdan yardım alana kadar. kan. Oğlu Horus, baharın ilk gününde doğdu.

Efsanelerin çoğu, İsis ve oğlunun Nil Deltası’nın bataklık topraklarında saklandığını iddia etti. Diğer tanrılar, Hathor ve Nephthys’le birlikte onlara yemek verdi ve Set’in takipçileri onları aramaya yaklaştığında onları uyardı.

Bir başka popüler gelenek, İsis’in bazen kendini ve oğlunu insan kılığına soktuğunu ve böylece araya girebileceğini iddia etti. Bölgenin sakinleri ile. Çoğunlukla fark edilmeden hareket ettiler.

Bu hikayeler genellikle okuyucuyu eğitmek için bu tür efsaneleri kullanan büyü kitaplarında yer aldı. Bu tür metin içerikli materyallerden biri, iyileştirmede kullanılacak sihirli tılsımlar içeriyordu.

Örneğin, bir hikayede, İsis’i koruyan akrepler, zengin bir kadın kılık değiştirmiş tanrıçayı kabaca geri çevirdiğinde intikam aldı. En güçlü akrep kadının evine girdi ve küçük çocuğunu soktu.

Kadın yardım için çığlık attı, ancak etrafındakiler onu görmezden geldi. Sadece muhafızlarının ne yaptığını anlayan Isis yardım etmek için koştu.

Metin içeriği, insan okuyucuların aynı teknikleri kullanabilmesi için Isis’in terapötik olarak kullandığı stratejileri içeriyordu. Bu tedavilerin bazıları pratikti, ancak diğerleri tamamen sihirliydi.

Akrep sokmasının tedavisi, birçok sihirli ilaç arasındaydı. İsis, her akrebin gerçek adını söyledi ve zehrin çocuğun vücudundan ayrılmasını istedi.

Bir başka hikayede de benzer bir taktiği bir tanrıyı iyileştirmek için kullandı.

Oğlunun bunu bildiğini biliyordu. büyüdükçe daha fazla enerji isteyecekti, İsis de fotovoltaik tanrı Ra’ya karşı enerji vermek için benzer bir büyü kullandı.

Ra yaşlıydı, ancak yine de oldukça etkili ve zekiydi. İsis, onun üzerinde enerjiye sahip olmak için, kolayca vermeyeceğini bildiği gerçek adını istedi.

Tanrının tükürüğünden biraz topladı, çünkü Tanrı’nın yeterince yaşlı olduğu ve salya akıtmaya başladığı düşünülüyordu. , ve onu biraz kil haline getirdi. Bir kobra yaptı ve onu hayata geçirmek için sihrini kullandı.

Ra’nın günlük yürüyüşlerini yaptığı yeri bilen İsis, onu bekledi ve kobrayı yoluna koydu. Onu ısırdığında, tedavi edici güçlerini sundu.

Ancak onu iyileştirmek için gerçek adını istedi. Sihirli kobranın zehri Ra’nın kişisel sıvılarından yapılmıştı, bu yüzden onu komuta etmek için onun adını kullanmak istedi.

Ra ona adını olabildiğince uzun süre vermekte direndi, ancak sonunda yumuşadı. Isis, fotovoltaik tanrının adını öğrendi ve daha sonra oğluna ekstra güç vermek için bu ismi verebilirdi.

Ayrılın akrepler! Re’den ayrıl! Horus’un Gözü, bırak tanrıyı! Ağız alevi – seni yaratan benim, seni gönderen benim – yeryüzüne gel, çok etkili zehir! Bakın, güzel tanrı onun adını vermiş. Re yaşayacak, Zehir öldükten sonra!

-Papirüs Turin (çev. Shaw)

Sonunda, Isis’in oğluna enerji verme arayışı, kendisini iyileştirmesi gerekmesine neden olacaktı.

Horus, taht için sorunlu Set’e büyüdüğünde geri döndü. Tanrılar, hangisinin daha yüksek iddiaya sahip olduğu konusunda anlaşamadılar, bu yüzden üstünlüğü sağlamak için uzun bir savaş başladı.

Set ve Horus acı bir şekilde savaştı. Bedensel dövüşe ek olarak, hangisinin tanrıların kralı olması gerektiğini göstermek için güç, dayanıklılık ve sihir becerilerinde de yarıştılar.

Böyle bir yarışmada, 2 tanrı görmek için hipopotamiye dönüştü. Nil’in içinde en uzun süre su altında kalabilir. Ancak Isis, oğlunun galip geleceğinden emin değildi.

Tunçtan bir zıpkın yaptı ve onu Set’in batmış olduğuna inandığı yere attı. Bunun yerine oğluna çarptı ve Horus öfkeyle nehirden çıktı.

Öfkesinden kör olan Horus, annesinin kafasını tek bir darbeyle kesti. Ancak büyüsü o kadar güçlüydü ki hayatta kaldı.

Isis, tamamen iyileşene kadar yakınlarda otlayan bir ineğinkiyle kafasını değiştirdi. Bu sıra dışı hikaye, kült resimlerde neden bazen bir inek başı ile kanıtlandığını açıklıyordu.

İsis Mısır Tanrıçası

İsis’in zaman zaman bir sığır kafasıyla kanıtlanmasına rağmen, bu onun Mısır sanatında tasvir edildiği en tipik yol değildi.

Kişi mitlerinin çoğu zaman içinde değişse de, Mısır sanat eserleri nispeten durağan kaldı. binlerce yıldır. Tanrıların kanıtlanma şekli bazı bölgesel farklılıklara sahipti, ancak uzun zaman dilimleri boyunca dikkate değer ölçüde tekdüzeydi.

Bu, İsis ve karşıt Mısır tanrılarının çok sayıda görülebilen hemen tanınabilir ikonografiye sahip oldukları anlamına gelir. onların görüntülerinden. İsis için bunlar şunları içeriyordu:

  • Sistrum: Eski bir vurmalı çalgı, bu genellikle tüm törenler boyunca yapılırdı. Kocasının cenazesinde böyle bir enstrüman çalacak olan bir yaslı olarak onun yerine atıfta bulundu.
  • Uçurtma: Hem Isis hem de Nephthys bazen uçurtmalarla kanıtlandı. Kuşların leş arayışı, Osiris’in fiziği arayışına paraleldir ve uçurtma çığlıklarının yas tutan kadınlarınkine benzediği söylenir. Hatta bazı efsanelerde, Horus’un anlayışı boyunca uçurtma tipini bile kullanmıştır.
  • Fotovoltaik disk: İnek boynuzları ve fotovoltaik disk, genel olarak Hathor ile fazladan ilgili olsa da, ara sıra tanıtıldılar. Isis’in ikonografisine girdi. Fotovoltaik bir tanrının annesi olduğu için onun yerini yansıttılar.
  • Ankh: Pek çok tanrı gibi, özellikle de kraliyetle ilgili olanlar, İsis genellikle bir yaşam resmi taşırdı.
  • Bir taç : Daha sonraki dönemlerde, İsis genellikle bir kobra ve akbaba gösteren bir başlık takardı. Bu, kralların eşi ve annesi olarak onun yerini yansıtan bir kraliyet resmiydi.
  • Tyet: Bu resim ankh’a benziyordu, ancak yaşamdan çok ölümü simgeliyordu. Genellikle ölüler için koruyucu bir tılsım olarak cenaze törenlerine dahil edilirdi.
  • Bir ağaç: İsis, görüntülerinde zaman zaman bir ağacın türünü aldı veya bir ağaçtan çıkarak yiyecek sağladı. Bu, besleyici bir anne figürü olarak rolüne atıfta bulunuyor.
  • Yılan: Daha sonraki birkaç görüntüde, İsis’in bir yılan fiziğiyle kanıtlandığı görülüyor. Bu alışılmadık biçim, onun başka bir tanrıça olan Renenutet ile tarımın hamisi olarak birleşmesiyle buraya geldi.

İsis, genellikle bir kılıf elbise ve kraliyet amblemleri giyen güzel bir kraliçe olarak kanıtlandı. Görüntülerinde zaman zaman hayvan unsurları yer alsa da, İsis, tamamen insan biçiminde en sık kanıtlanan birkaç Mısır tanrısından biridir.

Heykelde, İsis genellikle hikayelerini yansıtan yerinde kanıtlanmıştır.</ p>

Popüler bir resim, küçük oğlunu kucağında tutan tanrıçaydı. Bu onun koruyucu bir ana tanrıça rolünü vurguladı.

Diğer sanat eserleri, Isis ve Nephthys’in Osiris için yas tuttuğunu doğruladı. Eski Mısır’ın ayrıntılı cenaze törenlerinde, daha sonraki yas eylemlerinin prototipi olduğu için, onun fiziğini aramaları boyunca çığlıkları görüldü.

a>İsis ve Krallar

Osiris ve Horus’un öyküsünün bir yarısı olan İsis, ayrıca eski Mısır’daki Firavunların enerjisiyle de yakından bağlantılıydı.

Yenilenmesi nedeniyle. Osiris ve Horus’un güvenliği, İsis kraliyet gücünün bir savunucusu olarak tasvir edildi. Yaşayan Firavunlar, Horus ve Osirus’un enkarnasyonları olduklarını iddia ettiler, bu yüzden İsis onlara bir anne olarak hizmet etti.

İsis’in çocuğuyla birlikte görüntüleri, genç bir Horus’tan ziyade kralı doğruladı. Yetişkinlikte bile, Firavunlar bazen tanrıçanın kucağında otururken ve hatta ondan emzirirken tasvir edildi.

Bu görüntüler İsis’in Firavun’a krallık vermedeki rolünü simgeliyordu. O iktidara gelene kadar özel oğlunu nasıl beslediyse, yaşayan krallar için de aynısını yaptı.

Tahtın bu koruması militan bir hal aldı. Sevgi dolu, anne bir tanrıça olmasına rağmen, Firavun adına savaşırken, bir milyon eğitimli asker kadar etkili olan ulusun şiddetli bir koruyucusu olarak tanımlandı.

Osiris’in eşi İsis olarak ayrıca Mısır kraliçelerinin bir resmi olarak hizmet etti.

Firavunların eşlerinin genellikle kocalarına ve oğullarına yol arkadaşı ve danışman olmaları bekleniyordu. İsis, ideal Mısır kraliçesi için bir şablon sağladı.

Kraliyet kıyafetlerinde kanıtlandığında, İsis bu tür kraliçelerin Mısır’ın siyasi yapısındaki önemini vurguladı. Doğrudan herhangi bir güce sahip olmasalar da, kocalarını desteklediler ve ne pahasına olursa olsun koruyup terfi ettirecekleri müstakbel krallar yetiştirdiler.

Krallığın bu desteği ölümün ötesine geçti.

Kendine ait bir ölüm hikayesi olmamasına rağmen, İsis bazen Yeraltı tanrılarının yanında kanıtlandı. Duat’ta krallara yolculuklarında yardım etti ve kaos yılanı Apep ile savaşan birçok tanrıdan biriydi.

Yeraltıyla ilgili tanrıların çoğunun onları orada konumlandıran bir efsanesi vardı. Ancak Isis için, kralın eşi olduğu için rolü, ihtiyaç duyulmaksızın ölümünden sonra bile onu desteklemeye devam etmesi anlamına geliyordu.

Mısır’ın Ötesinde

Kültü Mısır’daki birçok kişiden daha geç gelişmesine rağmen, İsis ülkenin en önemli tanrıçası oldu. O kadar popüler olduğunu keşfetti ki, panteonun en kalıcı tanrıçası oldu.

Yunanlılar ve Romalılar Mısır’ı ziyaret ettiklerinde, oradaki tanrıları benzersiz ve tuhaf keşfettiler. Birçoğu fazladan tanıdık Greko-Romen tanrılarına benzetilse de, biçimleri ve efsaneleri birçok antik yazarı etkiledi ve tamamen yabancıydı.

Ancak İsis, bu Avrupa kültürlerindeki insanlara çok fazla çekici geldi. Nil Vadisi dışında güçlü bir kült geliştiren az sayıdaki Mısır tanrısından biri oldu.

Çoğunlukla insan olarak tasvir edilmesine rağmen, Yunanlılar onun eşsiz kökenlerini canlandırdılar. Daha sonra ekstra Helenleşmiş bir form alırken, birçok Yunanlı, Mısır ana tanrıçasının antik, gizemli kökenleri tarafından çizildi.

Avrupa’daki kültü, evliliğin ve anneliğin mucidi olduğu için onu tasvir etti. Sadık, koruyucu ve besleyici bir kadın figürünün arketipiydi.

Koruyucu ve anne olarak rolü, Mısırlı kökenleri tarafından vurgulandı.

Roma İmparatorluğu sırasında çok şey vardı. Kentin tahılının bir kısmı Mısır’dan ithal ediliyordu. İsis, Nil Vadisi’nin doğurganlığının ve tüm İmparatorluğu beslediğinin danışman tanrıçası oldu.

İnsanlar ayrıca Roma’nın istikrarının bu yaygın tahıl sevkiyatlarına bağlı olduğunu da biliyorlardı. Mısır ana tanrıçası olarak İsis, tüm İmparatorluğu, özellikle de başkenti kaostan korudu.

İsis, güneşe tanıdık köprüleri nedeniyle ayrıca kozmik bir tanrıça olarak roller üstlendi. Bazı inananlar, yalnızca güneşin değil, ayın ve yıldızların da hareketini ve döngülerini etkilediğine inandılar.

Yunanlılar ve Romalılar genellikle yabancı tanrıları kendi tanrılarıyla eşit tuttuklarından, İsis’i vermek kolaydı. çok kişisel mitolojilerine köprüler. Örneğin Horus, sık sık Apollon’la karşılaştırılıyordu, bu nedenle İsis, takipçileri tarafından bazen Greko-Romen tanrısının annesi olarak adlandırılıyordu.

Ancak, onun yabancı kökenleri hiçbir şekilde tamamen unutulmadı. İsis, tapınma ve tasvirlerinin aldığı Helenleştirilmiş forma rağmen, Avrupa’daki herkes tarafından hiçbir şekilde tam olarak benimsenmedi.

Roma’da, Capitoline Tepesi’nde, Roma tanrılarının yanı sıra İsis’e mabetler kuruldu. Ancak bunlar MÖ birinci yüzyılda yok edildi, çünkü Roma’nın devlet inancına ve kültürel kimliğine aykırı görüldükleri için.

Kültü, Octavianus ve Kleopatra arasındaki savaşlar boyunca geçici olarak yasaklanmış olsa da. , İsis hiçbir şekilde Roma hayatından tamamen kaybolmadı. Yüz yıl sonra, Flavian imparatorları, geleneksel Roma tanrılarıyla birlikte İsis’i saltanatlarının birçok hamisinden biri olarak adlandırdılar.

Mısır’ın kendisi Roma tarafından fethedilip gerilemeye başladığında bile, IŞİD, İmparatorluğun her yerine yayılıyor. Romalı takipçiler, İsis’teki algılarını Londinium (Londra), İspanya ve Suriye’ye kadar götürdüler.

Roma’nın sonbaharından sonra İsis, Mısır’ın birçok farklı tanrısından çok daha fazla hatırlandı. panteon çünkü Avrupa’da çokça tapınılmıştı. Daha sonraki Avrupalı yazarlar, Yunanlılar ve Romalılar olduğu için Mısır kökenlerinde aynı benzersiz bilgiyi görerek, ona atıfta bulunmaya devam ettiler.

Daha sonraki dönemlerde Avrupalı izleyiciler, İsis’in ikonografisinde tanıdık bir belirleme fark ettiler. Küçük oğlunu tutan tanrıçanın görüntüleri, Meryem Ana ve İsa’nın tasvirlerini etkilemiş ve onu geleneksel dünyanın ekstra benzersiz tanrılarının çoğundan daha fazla akraba tutarak etkilemiş olabilir.

Bu nedenle, birçok farklı Mısır tanrısı Modern arkeolojinin ortaya çıkışına kadar büyük ölçüde unutulan İsis, popüler hayal gücü içinde kaldı.

İsis, bazı neopagan hareketlerindeki en ateşli tanrıçalardan biri olduğu için modern çağda da devam ediyor. Bir kraliyet ana tanrıçasının koruyucu ve besleyici yönlerini kapsayan bir tanrı olarak İsis, bazı modern tapanlar tarafından dişil gücün oldukça etkili bir tasviri olarak görülür.

Tanrıça İsis

Mısır mitolojisinde İsis, Osiris’in eşi ve kız kardeşiydi. Sadık, yararlı kraliçenin prototipi olduğu için hizmet etti.

Osiris, kardeşleri Set tarafından öldürüldükten sonra, Isis onun vücudunu yeniden bir araya getirdi. Horus’u, amcasına sorun çıkaracak yaşa gelene kadar koruduğu bir varis olarak dünyaya geldi.

Koruyucu bir anne olarak İsis’in halk hikayeleri daha sonraki Mısır kültüründe popülerdi. Bunlar genellikle onun terapötik güçlerine ve büyülü yeteneklerine göndermeler içeriyordu ve oğlunu güvende tutma konusundaki gaddarlığını vurguladı.

Mısırlı Firavunlar, Horus’un enkarnasyonları olarak İsis’in onları aynı şekilde beslediğine ve koruduğuna inanıyordu. Ayrıca, küçük oğullarının destekçisi olmaktan kocalarının cenazelerinde yas tutanlara kadar kraliçelerin doğru rollerini örnekledi.

Isis, Nil Vadisi’nin dışında büyük bir kült kazanan birçok Mısır tanrısından biriydi. , önce Yunanistan’da, ardından tüm Roma İmparatorluğu’nda.Yabancı kökenleri hiçbir şekilde unutulmamış olsa da, Avrupalı tapınanlar onu çok kişisel topraklarının son derece etkili bir koruyucusu olarak da fark ettiler.

Yaygın çekicilik İsis’in hikayesi ve kültünün Roma’da yayılması onu, kültünün düşüşünden sonra bile çoğu farklı Mısır tanrı ve tanrıçasından daha fazla tanınır hale getirdi.

 

 

Kaynak; Mitoloji 101| Eski Yunan ve Roma Mitolojisi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey | Kathleen SEARS

A’dan Z’ye Dünya Mitolojisi | Dünya Halklarının Tüm Yaratılış, Tanrı ve Kahraman Mitleri | David A. LEEMING

 

Bir önceki yazımız olan Atum Kimdir? | Mısır Mitolojisinde Yaratıcı Tanrı başlıklı makalemizde atum kim, Atum kimdir? ve atum mısır tanrısı hakkında bilgiler verilmektedir.

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.