İskenderiye Kütüphanesi Hakkında Bildiklerimiz
Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/termalkaplicalar/mitolojiktanrilar.com/wp-content/plugins/onceki-yazi-linki/onceki_yazi_linki.php on line 56
İskenderiye Kütüphanesi Antik Mısır’ın İskenderiye şehrinde bulunan o döneme kadar yapılan en büyük kütüphanelerden birisiydi. Kütüphane Yunan mitolojisinde sanat tanrıçaları olarak bilinen “müzler” adına kurulmuş “Mouseion” adlı daha büyük bir yapının parçasıydı. Antik dünyanın tek büyük bilgi arşivi sayılan İskenderiye Kütüphanesi’nin kaybı asırlardır tartışılıyor. Yine de nasıl ve neden yok olduğuna kesin bir cevap verilebilmiş değil.
Atina hükümdarı Peisistratos’un MÖ 6. yüzyılda ilk büyük halk kütüphanesini Yunanistan’da kurduğu söylenmektedir. İskenderiye kütüphanesini kurma fikri hem yunan hem de yakın doğu kitaplarının bir arada bulundurulması amacıyla ortaya çıkmıştır.
İskenderiye’de bir kütüphane kurma fikri, İskenderiye’de yaşayan ve sürgündeki Atinalı bir devlet adamı olan Phalerum’lu Demetrius tarafından dönemin Firavunu Ptolemy I Soter‘e iletilmiş olabilir. Buna rağmen kütüphane büyük ihtimalle oğlu II. Ptolemy’nin hükümdarlığı döneminde inşa edilmiştir.
Ptolemy I Soter – British Museum
İskenderiye Kütüphanesi, Batlamyusların bilgiye olan ilgilerinin bir göstergesi olarak emsalsizdi. Batlamyusların kütüphaneyi kurma amaçları dünyanın her yerinden çeşitli bilgileri bir araya getirmekti. Batlamyuslar (Ptolemies), eski Mısır’ın 3.000 yıllık son hanedanının hükümdarlarıydı ve ataları Makedon Yunanlılardı.
İskenderiye Kütüphanesi Nasıl Kuruldu?
İçindekiler
Kütüphane, Ptolemaios krallarının metin temin etmeye yönelik agresif ve iyi finanse edilen politikaları nedeniyle birçok papirüs parşömenini hızlı şekilde envanterine aldı. Kraliyet ajanlarını büyük miktarda parayla göndererek, herhangi bir konu hakkında ve herhangi bir yazara ait olabildiğince çok metin satın almalarını ve toplamalarını emrettiler.
Bahsedilen bir hikayeye göre, limana gelen gemilerde bulunan kitapların kütüphaneye götürüldüğü ve orada resmi katipler tarafından kopyalandığı II. Batlamyus tarafından emredilmiştir. Kütüphanenin envanterinde olan yazılı eser sayısı tam olarak bilinmiyor. Ancak en popüler olduğu dönemde bu sayının 50.000 ila 500.000 arasında olduğunu söylenmektedir. Zaman içerisinde Kütüphane’de bilimsel insan incelemelerinin ilk kez yapıldığı bir tıp fakültesi de kuruldu. Bu fakülte tek başına tıp dünyasına paha biçilmez bilgiler sağladı.
İskenderiye Kütüphanesi Neden Dönemin En Önemli Kültür Merkezidir?
İskenderiye Kütüphanesi büyüklüğü ile kısa sürede bilgi ve öğrenmenin en kolay yeri olarak görülmeye başlandı. MÖ 3. ve 2. yüzyıllarda birçok önemli ve etkili bilim insanı orada çalıştı. Bu nedenle dönemin en önemli kültür merkezlerinden birisi haline geldi.
Ancak, Long Island Üniversitesi felsefe bölümü başkanı Dr. Bob Brier’in söylediği gibi, “Kütüphane dünyadaki en büyük gizemlerden birini teşkil ediyor. İskenderiye’deki kütüphaneyle ilgili şaşırtıcı olan şey, antik dünyanın en önemli öğrenim yeri olması ve onun nerede olduğunu ya da kalıntılarının nerede olduğunu bilmememiz.”
“Nasıl göründüğünü bilmiyoruz. Hangi kitaplara sahip olduğunun ayrıntılarını bilmiyoruz; orada çalışan herkesi tanımıyoruz. Bildiklerimizden daha çok bilmediklerimiz var. Yine de insanlık tarihindeki en önemli entelektüel olaydı” demektedir.
Ptolemy III Euergetes’in hükümdarlığı sırasında, kütüphanede bulunan yazılı kaynak sayısı o kadar fazlalaştı ki,Greko-Mısır tanrısı Serapis’in tapınağı olan yakındaki Serapeum şehrinde bir kardeş kütüphane kurulmasına karar verildi. İskenderiye Kütüphanesi ile elimizdeki tek somut bağlantı bu yapının kalıntıları bugün hâlâ şehirde bulunmasıdır.
İskenderiye Kütüphanesi Nerede?
Kütüphane, İskenderiye’nin Brucheion veya Kraliyet Mahallesi olarak bilinen bölgeye inşa edilmiştir. Kesin düzeni bilinmemekle birlikte antik kaynaklar, Yunan sütunlarından yapılan salonlar, bir peripatos yürüyüş yolu, ortak yemek odası, okuma odası, toplantı odaları, çeşitli bahçeler ve konferans salonları içeren bir bina ile bibliothekai (βιβλιοθῆκαι) olarak bilinen bir parşömen kütüphanesinden oluştuğunu açıklamaktadır. Yapısal özellikleri ile İskenderiye Kütüphanesi üniversite kampüsü konsepti için bir model oluşturmuştur.
Bazı kaynaklara göre, Kütüphane’nin papirüs parşömen raflarının üzerinde “Ruhun tedavi yeri” yazmaktadır. Kütüphaneyi barındıran Mouseion organizasyonu, çeşitli eserler toplamanın yanı sıra, araştırmacılara yüksek bir maaş, bedava yemek ve barınma sağlamıştır. Mouseion organizasyonunda bulunan kimseler vergilerden de muaf tutulmuştur.
Kütüphane’nin Yönetimi
Kütüphanenin kendisi, baş kütüphaneci ve aynı zamanda kralın oğluna öğretmen olarak hizmet eden bir bilgin tarafından yönetiliyordu. Kaydedilen ilk baş kütüphaneci, M.Ö. 325 ila MÖ 270 yaşadı ve alfabetik sıraya göre düzenlenmiş nadir ve olağandışı kelimelerden oluşan bir sözlük yazdığı biliniyor. Bu durum ise onu dünyada bir düzenleme yöntemi olarak alfabetik sırayı kullanan ilk kişi yapıyor.
Bu arada, bilim adamı ve şair Callimachus, çeşitli yazarların ve bilinen tüm eserlerinin yer aldığı 120 kitaplık bir katalog olan Pinakes’i oluşturdu. Bu kütüphane kataloğu günümüze ulaşmadı, ancak bilim adamlarının temel yapısını yeniden inşa etmelerine izin verecek kadar olan ufak parçaları bulundu.
Efsaneye göre, Sirakuzalı mucit Arşimet, Kütüphanede okurken suyu taşımak için bir pompa olan “Arşimet vidasını” icat etti.
Üçüncü baş kütüphaneci olan Eratosthenes MÖ. 280 ve MÖ. 194 yılları arasında yaşadı. Eratosthenes günümüzde dünyanın çevresine ilişkin ufuk açıcı keşfi de dahil olmak üzere bilimsel çalışmalarıyla tanınmaktadır. Tüm bunların yanında matematikçi, coğrafyacı, şair, astronom ve bir edebiyat bilginiydi. Eratosthenes ayrıca, Büyük İskender’in Hindistan’daki seferlerinin kayıtları da dahil olmak üzere Kütüphanede tutulan kaynaklardan alınan bilgileri içeren, o dönem bilinen tüm dünyanın bir haritasını çıkardı.
Ptolemy III, Aeschylus, Sophocles ve Euripides tarafından yazılan oyunların en kaliteli papirüs üzerine yapılmış pahalı kopyalarına sahipti. Orijinal el yazmalarını kütüphane için saklayarak Atinalılara bu kopyaları gönderdi.
Kütüphane’nin Öneminin Azalması
Bizanslı Aristophanes’in kütüphaneciliği, sözlük bilimi üzerine de önemli eserler yazan ve metin eleştirisi için bir dizi işaret getiren Yunan aksan sisteminin icat etti. Bazıları kısmen yeniden yazılmış biçimlerde hayatta kalan birçok oyun yazdı. Bu dönemde, Ptolemaios Mısır’ının siyasi gücü de MÖ 2. yüzyılın başlarında azalmaya başladı. Sonuç olarak, birçok Yunan bilim adamı, daha cömert himayelerle daha güvenli ülkeler için İskenderiye’den ayrılmaya başladı. İskenderiye Kütüphanesi, daha sonra kütüphanecilerinin parlak katkılarında bazı önemli başarılar elde etmesine rağmen, bu düşüşten asla kurtulamadı.
Semadirek Aristarchus MÖ. 216 ila MÖ. 145 yılları arasında yaşayan altıncı baş kütüphaneciydi. Tüm eski bilginlerin en büyüğü olarak ün kazanarak, yalnızca klasik şiir metinleri ve nesir eserler değil, aynı zamanda bunlar üzerine tam hipomnemata veya uzun, bağımsız yorumlar da üretti. Ancak MÖ.145’te Aristarchus bir hanedan mücadelesine kurban gitti.
Aristarchus’un öğrencisi Dionysius Thrax, Mö. 170 ila MÖ 90’da Yunanistan’ın Rodos adasında bir okul bile kurdu. Thrax, MS 12. yüzyıla kadar Yunan çocukları için birincil dilbilgisi ders kitabı olarak kalan Yunanca dilbilgisi üzerine ilk kitabı yazdı.
Romalılar kendi dilbilgisi yazılarını buna dayandırdılar ve temel biçimi, bugün bile birçok dilde dilbilgisi kılavuzlarının temeli olmaya devam ediyor.
Artan toplumsal huzursuzluk ve diğer büyük siyasi ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalan sonraki Ptolemaioslular, Kütüphane ve Mouseion’a selefleri kadar ilgi göstermediler ve bu da kütüphanenin daha da gerilemesine yol açtı.
İskenderiye Kütüphanesini Kim Yaktı?
Romalı General Julius Caesar, MÖ. 48’de İskenderiye Kuşatması sırasında kendi gemilerini ateşe vermek zorunda kalmıştır. Birçok yazar, yangının İskenderiye Kütüphanesi koleksiyonlarının bir bölümünün bu kuşatmas sırasında yandığından bahsetmiştir. Ancak kuşatma sırasında kütüphane ya en azından kısmen hayatta kalmış ya da hızlı bir şekilde yeniden inşa edilmiş olabilir.
İskenderiye Kütüphanesini Kim Yaktı
MS birinci yüzyılda Romalı oyun yazarı ve Stoacı filozof Genç Seneca, Livy’nin MÖ 63 ile 14 yılları arasında yazdığı “Ab Urbe Condita Libri” adlı kitabından alıntı yaparak Sezar’ın başlattığı yangının İskenderiye Kütüphanesi’nden 40.000 parşömeni yok ettiğini söylemektedir.
Ancak, o dönemi yaşayan Romalı tarihçi Cassius Dio (MS. 155 ila MS. 235) “Pek çok yer ateşe verildi, bunun sonucunda diğer binalarla birlikte, sayıca çok iyi ürünlerin olduğu söylenen tahıl, kitap depoları ve rıhtım yakıldı.” Demiştir.
Akademisyenler, Dio’nun sözlerini yangının aslında tüm Kütüphaneyi yok etmediğini, bunun yerine yalnızca dışarıdan gelen parşömenlerin rıhtım yakınında ayrılmak için depolandığı bir alanın yakıldığını düşünmektedirler. Sezar’ın ateşi şehirde neye neden olmuş olursa olsun, Kütüphane o sırada tamamen yok edilmemiştir.
Coğrafyacı Strabon (MÖ 63 – MS 24) Kütüphanenin bağlı olduğu daha büyük araştırma kurumu olan Mouseion’un MÖ 20 yıllarında saldırıya uğramasından bahseder ve buranın ya yangından sağ kurtulduğunu ya da kısa süre sonra yeniden inşa edildiğini belirtir.Yine de Mouseion hakkında konuşma tarzı, oluşumun birkaç yüzyıl önceki kadar prestijli olmadığını göstermektedir.
MS 79 civarında ölen Romalı Tiberius Claudius Balbilus ile ilgili yukarıda görülen Latince bir yazıt, sekizinci satırda “ALEXANDRINA BYBLIOTHECE”den bahseder. Bu yunanca “İskenderiye Kütüphanesi” demektir.
MS 41-54 yılları arasında hüküm süren imparator Claudius’un Kütüphaneye bir eklenti yaptırdığı kaydedildi, ancak İskenderiye Roma egemenliğine girdikten sonra şehrin statüsü giderek azaldı.
Kütüphane’nin Çöküşü
Benzer şekilde, Roma döneminde fon ve destek eksikliği nedeniyle Kütüphanenin önemi trajik bir şekilde azaldı. Kütüphanenin aktiviteleri ise MS 260’larda sona ermiş görünüyor. MS 270 ve 275 yılları arasında, İskenderiye şehri bir Palmyra istilasına uğradı. Büyük ihtimalle o sırada diğer herşey gibi Kütüphaneden kalan son kalıntılar da yok edilmiş oldu.
Bu arada, İskenderiye Kütüphanesi’nin itibarı düşerken, Akdeniz dünyasındaki diğer kütüphanelerin itibarı arttı ve İskenderiye şehrinin kendi içinde başka kütüphaneler ortaya çıktı. Büyük Kütüphane’deki parşömenlerin bazıları kütüphanelere aktarıldı. İskenderiye’deki Caesareum ve Claudianum’un MS 1. yüzyılın sonunda büyük kütüphanelere sahip olduğu bilinmektedir.
Bununla birlikte, hem İskenderiye Büyük Kütüphanesi’nden hem de onu barındıran Mouseion’dan 3. Yüz yılın ortasından sonra hiç bahsedilmedi. Bilim adamlarının Mouseion üyesi olduklarına dair bilinen son referanslar 260’larda son bulmaktadır.
MS 272’de imparator Aurelian’ın güçleri şehrin ana kütüphanesinin bulunduğu Broucheion mahallesini yerle bir etti. Mouseion ve Kütüphane o sırada hala mevcutsa, saldırı sırasında kesin olarak yok edilmiş olmalıdırlar. Eğer bir şekilde bu saldırıdan sağ kurtulmuş olsalardı, onlardan geriye kalan ne varsa, imparator Diocletianus’un 297’deki İskenderiye kuşatması sırasında yok edilmiş olacaktılar.
Müslümanların Suçlanması ve Hz. Ömer
İskenderiye Kütüphanesinin yıkımdan sorumlu tutulacak son kişi Müslüman Halife Ömer’dir. MS 640 yılında Müslümanlar İskenderiye şehrini aldılar. Fetih generali, “dünyanın tüm bilgisini içeren büyük bir kütüphane” olduğunu öğrenince, sözde Halife Ömer’den talimat istedi. Halife’nin Kütüphane’nin elindekilerle ilgili olarak “ya Kuran’la çelişecekler, bu durumda sapkınlıktırlar ya da Kuran’a benzeyerek onu tekrar edecekler” dediği aktarılmıştır.
İddiaya göre, tüm metinler şehrin hamamlarında kor olarak kullanılarak yok edildi. O zaman bile tüm belgeleri yakmanın altı ay sürdüğü söylendi. Ancak Halife’nin sözlerinden tutun da tüm kitapları yakmak için geçen sözde inanılmaz altı aya kadar olan bu ince ayrıntıların, olaydan 300 yıl sonra ortaya çıkması pek mümkün değildi. Ömer’i kötü göstermeye çalışan bu söylentiler, tarihi fazla incelemeden Müslümanları karalamak için oldukça fazla zaman harcayan bir Hıristiyan olan Piskopos Gregory Bar Hebræus tarafından yazılmıştır.
Serapeum Kütüphanesi
Serapeum genellikle İskenderiye’nin kızı olarak anılır. MS 4. yüzyılın başlarına kadar tarihçiler onun İskenderiye şehrindeki en büyük kitap koleksiyonuna sahip olduğuna inanmaktadır.
Serapeum Kütüphanesi Kalıntıları – Mısır
370’lerde ve 380’lerde, Serapeum yine de putperestler için önemli bir hac yeriydi. Tamamen işleyen bir tapınak olarak kaldı ve teurji, kült ritüelleri ve ezoterik dini uygulamalarla ilgilenen filozoflar için çeşitli sınıflara sahipti.
Roma imparatoru I. Theodosius’un Hıristiyan yönetimi altında pagan ayinleri yasaklandı ve pagan tapınakları yıkıldı. MS 391’de İskenderiye piskoposu Theophilus, Serapeum’un yıkılmasını ve kiliseye dönüştürülmesini emretti. İskenderiye’nin putperestleri, özellikle Serapeum’daki Neoplatonik felsefe ve teurji öğretmenleri olmak üzere bu saygısızlık eylemi karşısında öfkelendiler.
Öğretmenler silaha sarıldı, öğrencilerini ve diğer takipçilerini İskenderiye’nin Hıristiyan nüfusuna yönelik bir gerilla saldırısında kullandı. Bir çok Hristiyanın kaçmalarını fırsat vermeden öldürdüler. Misilleme olarak, şehrin Hıristiyanları Serapeum’u tahrip ettiler ve yıktılar. Ancak şaşırtıcı bir şekilde sütun dizisinin bazı bölümleri on ikinci yüzyılın sonlarına kadar hala ayaktaydı.
Roma Döneminde İskenderiye Etkisi
Tarihte her zaman olduğu gibi bilgi Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e her yönde akıyordu ve kütüphaneler Roma İmparatorluğu’nun her yerinde ortaya çıkıyordu. MS dördüncü yüzyılda, yalnızca Roma şehrinde en az iki düzine halk kütüphanesi vardı.
Geç antik çağda, Roma İmparatorluğu Hıristiyanlaştıkça, doğrudan İskenderiye Kütüphanesi’ni örnek alan Hıristiyan kütüphaneleri ve daha önceki pagan dönemlerin diğer büyük kütüphaneleri, imparatorluğun Yunanca konuşulan doğu kısmının her yerinde kuruldu. Bu kütüphanelerin en büyüğü ve en önde gelenleri arasında Caesarea Maritima İlahiyat Kütüphanesi, Kudüs Kütüphanesi ve İskenderiye’deki bir Hıristiyan kütüphanesi vardı.
İnanılmaz bir şekilde, bu kütüphaneler hem pagan hem de Hıristiyan yazılarını yan yana tutuyordu ve Hıristiyan bilginler, İskenderiye Kütüphanesi bilginlerinin Yunan klasiklerini analiz etmek için kullandıkları filolojik tekniklerin aynısını Hıristiyan kutsal metinlerine uygulayarak eskilerin bilgeliğinden faydalanıyorlardı.
Bununla birlikte, pagan yazarların incelenmesi, yazarların ve filozofların onları yeniden keşfedecekleri ve aslında bu antik Yunan düşünürlerini modern zamanlarda yeniden hayata döndürecekleri Rönesans’a kadar Hıristiyan kutsal metinlerinin incelenmesine göre ikincil kaldı.
İronik bir şekilde, antik metinlerin hayatta kalmasının nedeni kesinlikle Büyük İskenderiye Kütüphanesi’nde muhafaza edilen değerli parşömenlerin defalarca koplayanması ve bu bilginin dağıtılmasıdır.
Bibliotheca Alexandrina
Bibliotheca Alexandrina (“İskenderiye kütüphanesi”) Mısır’ın İskenderiye kıyısında önemli bir kütüphane ve kültür merkeziydi. Bir zamanlar dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri olan İskenderiye Kütüphanesi’nin eski çağlarda kaybolan hatırası için yapılan yeni kütüphane de bu isimle anılmaktadır. Eski kütüphaneyi yenileme fikri, İskenderiye Üniversitesi tarafından oluşturulan bir komitenin yeni kütüphanesi için arazi seçtiği 1974 yılına dayanmaktadır. İnşaat 1995 yılında başladı ve yaklaşık 220 milyon ABD doları harcandıktan sonra park 16 Ekim 2002’de resmen açıldı. 2010 yılında kütüphane, Fransa Ulusal Kütüphanesi’nden (BnF) 500.000 kitaplık bir bağış aldı. Bu bağış, Bibliotheca Alexandrina’yı dünyanın en büyük altıncı Fransızca içerik sahibi kütüphanesi yapıyor.
Bibliotheca Alexandrina – Mısır İskenderiye
Bibliotheca Alexandrina, şehrin tarihi merkezinde, İskenderiye antik limanının yakınında güzel bir konuma inşa edilmiştir. 11 katlı kitaplık 4 milyon cilt tutabilir ve kompakt depolama kullanarak 8 milyona kadar cilt genişletebilir. Kütüphane tesislerine ek olarak, kütüphanede bahçeler, çeşitli müzeler, bilgi bilim okulları ve arşivler dahil olmak üzere başka kültürel ve eğitim hizmetleri de vardır. Dairesel ve uzun şekliyle öne çıkan yapı, 160 metre genişliğinde ve 32 metre yüksekliğinde olup, yaklaşık 12 metre derinliğe batmaktadır. Binayı çevreleyen açık alanlar ve havuzlar ve bir yaya köprüsü şehri yakındaki İskenderiye Üniversitesi’ne bağlamaktadır.
Büyük İskender’in yaklaşık 2300 yıl önce kurduğu ve yüzyıllar sonra uygarlık tarafından kaybedilen antik kent kütüphanesinin yeniden inşası olarak tasarlanan Yeni İskenderiye Kütüphanesi, öğrencilere çok yardımcı olacak bir şaheser. , araştırmacılar ve halk. Yeni kitaplığın tasarımı hem zamansız hem de cesur. İskenderiye’nin dairesel limanının yakınındaki büyük dairesel formu, bilginin döngüsel doğasını, zamanın içinden geçtiğini hatırlatır. Parlak, eğimli çatısı İskenderiye’nin eski deniz fenerini andırıyor ve şehre yeni bir öğrenme ve kültür sembolü kazandırıyor.
Kaynaklar;
- https://www.britannica.com/topic/Library-of-Alexandria
- Ancient Greek Scholarship: A Guide to Finding, Reading, and Understanding Scholia, Commentaries, Lexica, and Grammatical Treatises from Their Beginnings to the Byzantine Period
- The Oxford History of the Classical World
- Ancient Greece: Everyday Life in the Birthplace of Western Civilization
- A Cabinet of Greek Curiosities: Strange Tales and Surprising Facts from the Cradle of Western Civilization
- The Nile Mosaic of Palestrina: Early Evidence of Egyptian Religion in Italy
- A History of Modern Librarianship: Constructing the Heritage of Western Cultures
- Bibliotheca Alexandrina
- Bibliotheca Alexandrina to be Officially Inaugurated on 16 October | United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization
- The Great Library of Alexandria?”. Library Philosophy and Practice, August 2010
- Ptolemaic Dynasty at World History Encyclopedia
- Ptolemy I at Livius.org
Bir önceki yazımız olan 13 Sayısı Uğursuz Mudur? başlıklı makalemizde 13 sayısı, 13 sayısı hakkında ve 13 sayısı neden uğursuz hakkında bilgiler verilmektedir.