Midas’ın Kulakları ve Midas’ın Altınları | Midas Efsanesi
Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/termalkaplicalar/mitolojiktanrilar.com/wp-content/plugins/onceki-yazi-linki/onceki_yazi_linki.php on line 56
Midas’ın kulakları efsanesi baş rolü Kral Midas’ın bir diğer ismi Asur’lu tarihçilerin kaynaklarına göre Muşkili Mita’dır. Frigya’nın başkenti Gordion’da yaşamıştır. Kral Midas Frigya’nın gelmiş geçmiş en büyük kralıdır. Krallığı üzerine yazılan sayısız mitolojik yazının yanı sıra yaşamını ve de ölümünü de anlatan yazılar yazılmıştır.
Hayatının genel bölümünde sayısız acılar yaşasa da Midas’ın eşek kulakları insanlar tarafından daha çok bilinmiştir. Eşek kulaklarının yanı sıra dokunduğu her yeri ve her şeyi altına çevirmesi de ününe ayrıca bir ün katmıştır. Dokunduğu her şey adeta Midas’ın altınları olmuştur.
Midas’ın Kulakları Efsanesi
İçindekiler
Dönemin bilimsel çalışmalarına göre Midas anne karnında şiddetli bir hastalığa yakalanır. Ve yakalandığı bu hastalık Midas’ın kulak kanallarının asimetrik ve şekil bozukluğu olmasına neden olmuştur. Bu kulakta şekil bozukluğu oluşması sık karşılaşılan bir şey değil, aksine nadir görülen bir hastalıktır.
Midas’ın kulakları
Midas’ın eşek kulaklarına önden veya arkadan bakıldığı anda bir kulağın diğer kulağa göre daha yukarıda ya da daha aşağıda olduğu görülür. Kötü ve çirkin görünüm oluşturan bu kulaklar Midas’ın kafasının yüzeyinde izler oluşturmuştur.
Görüntüsünden hoşnut olmayan Midas bu kulaklara sahip olduğu için yaşamı boyunca utanç duymuştur. Kendisinin dahi görmek istemediği bu kulakları halkında gizlemek için sürekli serpuş ile gezmiştir. Kulaklarını göremeyen halkı ise Kral Midas’ın kulaklarını eşeğe benzetip hakkında sayısız dedikodular çıkarmışlardır.
Dokunduğu Her şeyi Altına Çeviren Midas
Yunan mitolojisinde şarap tanrısı olan Dionisos ve yoldaşlığını yaptığı arkadaşı Satiros güzel kent Frigya’da dolaşırken Midas’a ait olan gül bahçesinde uykuya dalmışlardır. Satiros’u görüp sarayına götüren Midas misafirini on gün on gece şahane bir şekilde ağırlamıştır. Konuğunu bu kadar iyi ağırladığını gören Dionisos Midas’a istediği ve dilediği bir dileği yerine getireceğini söylemiştir.
Kral Midas bir süre düşündükten sonra servetine daha fazla servet katıp daha da zengin olmak için dokunduğu her şeyin altın olmasını istemiştir. Bu güce erişen Midas başlarda bu durumdan çok hoşnutken zaman içerisinde dokunduğu içeceklerin ve yiyeceklerin ve hatta gözü gibi baktığı gül bahçesinin dahi altına dönüşmesinden yorulmuş ve Dionisos’tan bu gücünü kaldırmasını geri almasını istemiştir.
Kral Midas’ın durumuna üzülen kral Paktalos nehrinde eğer ki yıkanırsa bu gücün ondan gideceğini ve bu uğursuzluğun biteceğini söylemiştir. Midas vakit kaybetmeden Paktalos nehrine gidip yıkanmış ve her tuttuğu şeyin altın olmasın kurtulmuştur. Meşhur olan Midas’ın altınları efsanesi de böylelikle son bulmuştur. Ve o günden günümüze kadar gelen bir rivayete göre nehirde bulunan altın parçacıkları bu durum ile ilgili olduğu söylenmiştir.
Midas’ın Kulakları Masalı | Apollon ve Midas
Midas’ın kulak hikayesi şu şekilde başlamıştır. Apollon; güneşin, sanatın,şiirin ve ateşin tanrısıdır. Doğa tanrısı olan Pan ile Apollon arasında gerçekleşecek olan bir enstrüman çalma yarışmasında Midas jüri üyelerinden biri olarak seçilmiştir.
Doğa tanrısı Pan kavalı ile kulakları mest etmektedir. Apollon ise enstrümanını çalmaya başladığı anda musalar (sanat tanrıçaları, muses) bile her şeyi bırakıp Apollon’u dinlemeye koyulmaktadır. Bu yarışmada jüri üyesi olan Tmolos oyunu Apollo’dan yana kullanmıştır. Ancak Midas ise dinletinin sonunda oyunu Pan’dan yana kullanmış ve Apollon’u kızdırmıştır. Bunun sonucunda Apollon Midas’a güzel müziği ayırt edemeyen kulak sadece eşekkulağı olabilir demiştir ve Midas’ın kulaklarını o anda eşek kulağına dönüştürmüştür.
Kral Midas, Apollon ve Pan
Midas bir süre tanrının hediyesi olan kulaklarına alışamamış ve utancından onu kocaman bir külah içerisinde saklamıştır. Ancak ne kadar saklarsa saklasın bir gün berberi saçlarını keserken kulaklarını görmüş ve kralın bunca zaman herkesten sakladığı sırrını öğrenmiştir. Ancak koskoca bir kralın sırrını öğrenen berber bunu birileri paylaşmamak için günlerce kendi ile mücadele etmiştir. En sonunda dayanamayıp gidip gördüklerini bir kuyuya anlatıp rahatlamaya karar vermiştir.
Kuyuya eğildiği anda Midas’ın kulakları eşek kulağı diye bağırmaya başlamıştır. Kuyuya fısıldadığı bu sır hiç beklemediği bir hızla yayılmaya başlamıştır. Kuyuda ki su sazlara fısıldamış, sazlarda rüzgarın yardımı ile bütün çevreye yayıp bir anda bütün ülke Midas’ın herkesten sakladığı sırrı öğrenmiştir.
Daha sonrasında halk krallarını gölge oyunlarına konu edip hakkında oyunlar oynamışlardır. Midas tüm halkının arkasından konuştuğunu, hakkında söylenilen dedikodulardan ve oyun malzemesi olmaktan bıkmıştır. Bir anda bir karar alarak kulaklarının kesilmesini istemiştir. Kulakları kesilen Midas tam kurtuldum derken kesilen kulağın yerinde yenisini yeniden çıktığını görmüştür. Herkes kral ile dalga geçmeye, eşek kulaklı Midas diye alay etmeye başlamıştır.
Kral Midas daha fazla dayanamayarak tanrılara yalvarıp yakarmaya ve onu bu durumdan kurtarması için dua etmeye başlamıştır. Tanrıya bütün serveti karşılığında sadece kulaklarının düzgün olmasını istediğini söylemiştir. Tanrılar Midas’ın duasını kabul etmiş ve onu yıllarca çektiği eşek kulaklarından kurtarıp düzgün bir kulak vermiştir.
Midas’ın kulakları mitoloji tarihinde birçok yerde anlatılmıştır.
Midas’ın Kulakları Kimin Eseri?
Türk oyun yazarı olan Güngör Dilmen 1959 senesinde Midas’ın kulakları adlı eseri yazmıştır. Harika bir tiyatro üçlemesi yazan yazar ilk olarak Midas’ın kulakları adlı eseri, sonrasında Midas’ın altınları isimli eseri ve son olarak Midas’ın kördüğümü isimli eseri yazmıştır.
Bir önceki yazımız olan Truva Savaşı: Neden Çıktı? başlıklı makalemizde sparta, troya ve truva savaşı hakkında bilgiler verilmektedir.