Mitolojik Tanrılar

Skolastik Felsefe Nedir? Skolastik Felsefe Filozofları

Eskiden beri süregelen bir sürü felsefi akım bulunmaktadır. Bu akım içerisinde uzun bir dönemi kapsayan skolastik felsefe nedir? Skolastik felsefe, anlamı okul felsefesi olan Latince schola kelimesinden türeyen scholasticus kelimesinden gelmektedir. Orta Çağ zamanlarında ortaya çıkan ve tanrı kavramını sistemli olarak ele alan, teolojiye dayanan bir felsefenin okullarda öğretilmeye başlanmasına dayanan bir yaklaşımdır. Hem Hristiyan hem de İslam skolastik düşünceyi kapsamaktadır. Uzun seneler boyunca hakimiyetini devam ettiren skolastik felsefe, 3 döneme ayrılmıştır.

  1. Erken Dönem Skolastik Felsefe (800-1200): Batı Roma İmparatorluğunun çöküşü ile yeni düzen içerisinde ortaya çıkan bir felsefedir. İlk düşünürü Johannes Scottus’tur. Tanrının gerçekte varlığının bilinmediğini ve onu tanımamız için bulunan simgelerin Tanrı’nın kendisi olmadığını savunmuştur.
  2. Yükseliş Döneminde Skolastik Felsefe (1200-1300): Arap felsefesinin okunmaya başlanması ile İslam felsefesi yükselişe doğru geçmiştir. İbn-i Sina ve Aristotales bu felsefenin önemli temsilcilerindendir.
  3. Geç Dönem Skolastik Felsefe (1300-1500): Bu dönemde varoluş gibi soruların akla dayandırma özelliğinden vazgeçilmiş ve her şeyin nesnel olamayacağı savunulmuştur.

Skolastik Düşünce Nedir?

İçindekiler

Bu kadar uzun bir dönemi kapsayan skolastik düşünce nedir? Skolastik düşünce, kiliseler ve dini baskılar sonucu dar bir düşünceyi kapsayan, olaylara kilisenin izin verdiği ölçüde tek bir açıdan bakan, özgür bir düşünce ortamının olmadığı düşünce yapısıdır. Orta çağ döneminde insanlar kilisenin dediklerine göre yaşamışlardır. Düşüncelerini özgürce dile getirmek isteyenler ise toplumdan dışlanmış ve suçlanmışlardır.

skolastik felsefe nedir

Skolastik felsefe nedir?

O zamanlar kilise, dini kendilerine göre kullanmış ve insanları yönlendirmiştir. Kiliseler skolastik düşünceyi kullanarak insanların araştırması ve bilgi edinmesine izin vermemiştir. Böylece insanlar sorgulamaz ve merak etmez olmuşlardır. Araştırmak isteyenleri, karşı çıkanları da İncil’de olmamasına rağmen dinden çıkartmakla tehdit etmişlerdir. Bu tehditler bazen ölüme kadar gidebilmiştir. Bu baskı ile yönetilen insanlarda dar bir düşünce yapısı gelişmiştir. Sadece kilisenin izin verdiği bilgileri öğrenmiş, izin verilen eserler okumuşlardır. Bu düşüncenin en güzel örneği Galileo’dur. Kilise dünyanın tepsi gibi düz olduğuna inanıyor ve insanlara da buna inanması için dayatma uyguluyordu. Merakı ve araştırmacı yapısı ile Galileo bunu araştırmış ve bilginin yanlış olduğunu görmüştür. Bunu duyan kilise kendilerine karşı geldiği gerekçesi ile Galileo’yu ölüm cezası ile cezalandırmıştır. Böylece bu düşüncede olan araştırmacı kişilere de gözdağı vermişlerdir.

Skolastik Felsefe Filozofları

1-Pierre Abelard

Fransız bir tanrıbilimci, skolastik düşünürüdür. Orta Çağ’da realistler ve nominalistler arasında ”Tümeller Tartışmasını” başlatmıştır. Tümeller sorununa çözüm getirmiştir. Ayrıca diyalektiği özgün bir şekilde kullanmıştır.

2- Ockhamlı William

Ockhamlı William, İsa’nın isteğiyle yoksul bir hayat yaşamaya yemin etmiş İngiliz bir rahip ve skolastik filozoftur. Devletin Tanrı’dan alınan otoriteyle monarşik bir yapıyla yönetilmesi düşüncesine sahiptir. Fakat monarşi ile başa gelen kral, bunu kötüye kullanırsa Tanrı’dan gelen otoritenin son bulduğu fikrindedir.

3- Roscelinus

1050- 1120 yılları arasında yaşayan filozof, tümel bir kavram olduğuna inanmamaktadır. Nesnelerin ortak bir benzerliğinin olmadığı tek başlarına gerçek olduğu düşüncesindedir. Tümeller için adcılığı benimsemiştir fakat kilisenin ona baskısı ile söylediklerini geri almıştır. Bu yüzden skolastik felsefe filozofları arasında en az sürede ayakta kalan akımdır.

4- Johannes Scottus Erigena

Antik Yunan felsefesi ile Platoncu felsefeyi Hristiyanlıkla birleştirmeye çalışmıştır. Doğanın dört alanı olduğunu düşünen filozof, Tanrı’nın doğayı sadece var etmekle kalmayıp yok olduktan sonra da insanları beklediğine inanmaktadır. Sonuç olarak Tanrı ile başlayan bu döngünün yine Tanrı ile son bulacağına inanmaktadır.

5- Pietro Pomponazzi

Orta Çağ zamanında yaşayan İtalyan filozoftur.  Pietro Pomponazzi’ye göre değişmeyen bir toplum yasası ve değişmeyen bir dini inanış yoktur. Ona göre din gerçeği aramayı reddedip insanları korkutmak suretiyle baskılamaya çalışır ve bilgisizliği empoze eder. Filozofa göre bilgiye duyular yardımı, tecrübe ile ulaşılabilir. Bilgi için önemli olan hayal kurmak değildir. Önemli olan tecrübe ve yaşanmışlıktır.

 

Kaynak;

www.britannica.com

Bir önceki yazımız olan Budizm Nedir? Budizm Öğretilerinin Uygulamaları başlıklı makalemizde budizm, budizm din mi ve budizm felsefe hakkında bilgiler verilmektedir.

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.